SON DAKİKA
Hava Durumu

7 Şubat 2012 (MİT Krizine Giden Süreç)

Yazının Giriş Tarihi: 07.01.2023 22:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.01.2023 22:07

Bağımsız ve güçlü bir ülke olmanın önemli kıstaslarından biri, güçlü ve milli bir istihbarat örgütünüz olmasıdır

Örnek vermeye gerek yok diye düşünüyorum, çevremize baktığımızda her güçlü ülkede bu tabloyu görmek mümkün

Ülkemiz gibi, istihbarat örgütümüzde maalesef ne güçlüydü ne de bağımsız

6 Temmuz 1965 yılında kurulan MİT uzunca yıllar boyu düşman olarak kendi ülkesinin vatandaşlarını fişlemiş bizleri araştırıp sorgulayarak sözde istihbarat faaliyeti yürütmüş ve maalesef maaşını bile ABD’den CIA’den almıştır (Bu maaş bilgisi İhsan Sabri Çağlayangil’e ve MİT başkanı Fuat Doğu’ya ait)

Hatta eski MİT müsteşarı Fuat Doğu şöyle anlatır “Ben MİT müsteşarlığı yapmadım, CIA'nın şube müdürlüğünü yaptım.Bir CIA yetkilisi gelse, beni Sinop'a götür dese onu oraya götürmekle memurum”

MİT yani “MİLLİ” İstihbarat teşkilatı milli miydi? Değildi

Sam Amca ile aynı yatağa girilince doğal olarak, MAH (MİT) bir CIA şubesi gibi faaliyet gösterdi. CIA, MAH'ı yeni baştan organize etti. CIA, MAH'ı yeniden organize etme işine 'kendi kadrolarını' yetiştirerek başladı. 6 kişilik bir ekip ABD'ye eğitime götürüldü ve MİT'in diğer kadroları da bu 6 kişi tarafından eğitildi. 
MAH'ın başına 1953'te bu 6 kişilik ekipten Behçet Türkmen, daha sonra da Fuat Doğu, MİT'in başına getirildi.
Hatta General Fuat Doğu MİT Başkanı olduğunda CIA ve MİT aynı binada birlikte çalışıyordu. Yani MİT o kadar milliydi
1977'de CIA ajanlığı suçlamasıyla tasfiye edilen, tutuklanan ve kaldığı askeri hapishanede intihar eden, MİT İstihbarat Başkan Yardımcısı Sabahattin Savaşman anılarında bu süreci şöyle anlatır:
"Teşkilatın kullandığı bütün teknik malzemeler CIA tarafından temin edilmiştir. Birçok personel Amerikalılar tarafından yurtdışındaki kurslarda eğitilmiş, teşkilat binası CIA tarafından kurulmuş, eğitmenleri CIA sağlamıştır. Personel yıllardan beri CIA gibi çalışmakta, Amerikan Servisi hesabına görev almakta, yurtiçi ve yurtdışındaki operasyonlarda ücret kabul etmektedir."

“Hükümet” olduğunda bağımsız ve büyük Türkiye idealini mecburen yavaş yavaş hayata geçirmeye başlayan Recep Tayyip Erdoğan içinde istihbarat hayati derecede önemli olmuştu

Güçlü bir MİT oluşturmak için AK Partinin ilk attığı adım Hakan Fidan’ın 16 Nisan 2010 tarihinde MİT müsteşar yardımcılığına 27 Mayıs 2010 (tarihler Reis açısından hep önemli oldu) tarihinde ise MİT müsteşarlığına getirilmesiydi

Devletin hemen tüm kurumlarını yıllar içerisinde ABD adına ele geçiren paralel devlet yapılanması yani Fethullahçı Terör örgütü MİT’te başlayan bu değişimi elbette hoş karşılamadı

Hatta uluslararası yayın yapan birçok yabancı gazete Hakan Fidan’dan duydukları rahatsızlıkları manşetlerine taşıyıp türlü iftiraları dillendirdiler

Örnek vermek gerekirse Sayın Fidan göreve geldikten sadece 4 gün sonra 1 Ağustos 2010’de İsrail savunma bakanı EhudBarak , Hakan Fidan’ın İran’a bilgi sızdırdığını açıkladı, bu kuyruğa basılmış yalanı o dönem ve sonrasında papazın medyası Zaman ve tv kanalları ile FETÖ mensubu teröristlerin sosyal medya hesapları da kısa zamanda yaydılar

FETÖ’ye verilen görev MİT’i ne olursa olsun tekrar ele geçirmekti, yerli ve milli MİT, FETÖ’nün tasmasını elinde tutanlar için çok tehlikeliydi ve Hakan Fidan orada kalmamalıydı

Ve göreve başladılar
16 Eylül 2010 tarihinde Gölbaşı Cumhuriyet savcılığına Alp Kağan Polatkan adlı şahıs Oslo görüşmelerinin ses kayıtlarına dair dilekçe verir
12 Ekim 2010 İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/521 dosya kapsamında FETÖ’cü savcı Adnan Çimen Gemlik Cumhuriyet savcılığına yazı yazarak 01.01.2010/ 12.10.2011 tarihleri arasındaki Öcalan’ın avukatlarıyla yaptığı görüşmelerin ses kayıtlarını istedi
2011 yılı Genelkurmay Elektronik Sistemler (GES) nin MİT’e devredilmesi tartışmalarına sahne oluyordu GES inanılmaz teknik donanıma sahip, burada yer alan dinleme cihazları ve antenler, Afganistan’dan Somali’ye kadar Türk birlikleriyle doğrudan kriptolu haberleşmeyi sağlayacak, Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu ülkelerinden elektronik izleme yapacak, uydu ve yer sistemlerine sahip
26 Kasım 2011’de Başbakan Erdoğan’ın ofisine dinleme cihazı yerleştirilir
19 Aralık 2011 FETÖ’cü terörist savcı Sadrettin Sarıkaya, gizli tanık Bahar’dan MİT ile ilgili 50 sayfalık ifade alır
20 Aralık 2011, MİT haber elemanı gazeteci Mustafa Özerin de aralarında olduğu çok sayıda kişi gözaltına alınır
26 Aralık 2011 Ankara Cumhuriyet Başsavcı vekili Nuri Yiğit tarafından görülen Alp Kağan Polatkan tarafından şikâyet edilen Recep Tayyip Erdoğan ve MİT görevlileri hakkındaki soruşturma 2011/3611 sıra ile işleme koyulur
GES’in MİT’e devrine bozulan, okyanus ötesi oyuncuların emir eri FETÖ vicdansızlığın ve şerefsizliğin büyük bir örneğini Şırnak Uludere’de ortaya koyuyordu
28 Aralık 2011 Uludere’de çoğu çocuk olmak üzere 34 Kürt vatandaşımız FETÖ’CÜ Askerlerin PKK ile ittifak halinde verdiği “PKK lılar sınırdan girmeye çalışıyor” şeklindeki yanıltıcı bilgisiyle F16 uçaklarından atılan bombalarla yaşamını yitiriyor FETÖ medyası olayı MİT’e yıkan yayınlar yapıyordu
Olay gerçekleştiğinde Uludere Hudut Tabur Komutanı FETÖ’cü Jandarma Binbaşı Hüseyin Erten’di
 Bursalılar bu haini iyi tanır çünkü Uludere ihaneti sonrası gizlenmek için FETÖ tarafından Sırameşeler Sevgi evine müdür olarak atanmış 27 Temmuz 2016 tarihinde Bursa’da gözaltına alınmış sonrasında tutuklanmıştı

1 Ocak 2012’de GES MİT’e devrediliyordu
1 Şubat 2012’de MİT eski müsteşarı Emre Taner, yöneticiler Fatma Afet Güneş, Hüseyin Emre Kuzuoğlu’nun telefonlarının üç ay süreyle dinlenme talimatı FETÖ’cü terörist hakimler tarafından veriliyordu
7 Şubat 2012’de FETÖ’cü terörist savcı Sadrettin Sarıkaya MİT müsteşarı Hakan Fidan, eski müsteşar Emre Taner, Afet Güneş, H.EmreKuzuoğlu ve Yaşar Hakan Yıldırım’ı ifadeye çağırıyordu

8 Şubat 2012 FETÖ’cü 22 kişi Ankara Cumhuriyet savcılığına Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve MİT görevlileri hakkında şikayet dilekçesi verip suç duyurusunda bulunuyordu
10 Şubat 2012’de FETÖ’cü savcıların emriyle FETÖ’cü polisler MİT binasında gözaltı yapmak ister MİT görevlileri can pahasına FETÖ’cü terörist polisleri binaya almaz
17 Şubat 2012’de MİT kanunu değişerek MİT yöneticileriyle ilgili soruşturma izni başbakanlığa bağlanır
FETÖ’nün MİT’i ABD adına ele geçirme sevdası burada bitmemekle birlikte Recep Tayyip Erdoğan tarafından FETÖ ile mücadele bu tarihlerde başlar

Muhalif basın GES’in MİT’e devrini alçakça bir yalanla ve aynı manşetlerle haberleştirirler muhalif basının ortak manşeti “GES MİT’e devredildi şehit sayısı arttı” alçaklıkta zirve şimdilik bu manşetti
MİT tırlarının FETÖ’cü teröristler tarafından durdurulup MİT çalışanlarının üzerine silah doğrultulması sonrası MİT kanununda köklü bir değişiklik daha yapıldı ve bu değişiklikte muhalefet ve basını tarafından ABD’ye hizmet edecek çerçevede algıya sunuldu
Yasa değişirken muhaliflerin açıklamaları “MİT Şeffaf olmalı” “MİT’e adam öldürme yetkisi verildi” şeklindeydi
Kemal Bey haklıydı ve gizlediği korku başına gelmişti. MİT müthiş operasyonlara imza attı 2018-22 arasında MİT’in imha ettiği PKK’lı yönetici sayısı 100’ü geçti
MİT’in yurtdışından getirdiği FETÖ’cü terörist sayısı da Kasım 2022 itibariyle 21 ülkeden 150 FETÖ’cü terörist getirilmiş durumda

Başa dönersek güçlü Türkiye için güçlü istihbarat teşkilatı, güçlü istihbarat teşkilatı için güçlü Türkiye’nin gerekli olduğunu görüyoruz

MİT yerli ve Milli olunca nasıl başarılı operasyonlar yaptığını hep beraber gururla izliyoruz

NOT: 7 Şubat günü yaşananlar başlı başına bir yazıyı hak ediyor inşallah gününde yazarız

Yazının bir bölümünde Ferhat Ünlü’nün kaleme aldığı “MİT Efsanesi” adlı kitaptan faydalanılmıştır. Hem yazara hem de yayıncıya çok teşekkür eder kitabı tüm okurlara tavsiye ederim, Atilla Ünlüye ve İstihbarat şehitlerimize Allah’tan rahmet dilerim

Selam ve Saygıyla


 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.