Basılı bir yayında yayınlanan yazı artık “referans” olmuştur. Tarihe düşülen not haline gelmiştir. Tirajı hiç önemli değil. İster yüzlerle ister binlerle ifade edilsin isterse de milyon olsun. O artık bir referanstır. Bu yazı sadece tarihe not düşmek amacıyla yazılmıştır. İşin sonunda “ben demiştim!” gibi bir böbürlenme niyeti kesinlikle güdülmemektedir. 
Girizgahı yaptıktan sonra en son söylenecek lafı şimdi söyleyerek başlayalım;
Hiçbir seçim garanti değildir! (Daha önce de ifade etmiştim.)
Sayın Başkanımızın çok çalışması gerekiyor.
Başta kira sorunu olmak üzere enflasyonu aşağı çekmesi lazım. Özellikle Ramazan ayındaki gıda fiyatı artışları engellenmek zorunda. Sonuç getirecek gerçekten etkin (ani etkili olmak zorunda) tedbirler olmazsa Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalma ihtimali yüksek.
Biraz daha açalım;
Kiralar aldı başını gitti. İlk furyada yapılan yüzde yüz ve hatta yüzde iki yüzlük artışlar bir darbe daha vurdu ve o artışlar da katlandı. Geçen sene kiraya yüzde yüz zam yapanlar şimdi yüzde yüz elli artış istiyor. Farzı mahal geçen sene ayda 2 bin 500 lira öderken kirası birden 5 bin liraya çıkanlar şimdilerde bu kirayı 10 bin lira olarak isteyen ev sahipleriyle karşı karşıya.
Bu büyük bir sıkıntı. Acil olarak ve gerçekten etkin tedbirlerle çözülmesi gerekiyor. Dava açmak, fahiş zamdan dolayı ceza kesmek belli ki çözüm değil. Gerçekçi ve ani etkili çözüm şart. 
Keza gıda terörü de kira terörünü hiç aratmıyor.
Peynir, şu bildiğiniz beyaz peynirin kilosu 230 lira. Tabii isteyene kilosu 160 liraya “bir kalıp kireç” de mevcut.
Ete gelince; en ucuz kıyma 270 lira. Bol yağlı az etli kıyma biraz daha ucuz haliyle. Bu dana eti. Kuzuya yaklaşmak ise mümkün değil. Çorbalık kemik bile 17-18 lira…
Pirinç 50 lira. Kırık pirinç daha ucuz haliyle.
Bulgur 20-35 lira arasında gidip geliyor.
Şeker olmuş 25 lira.
Zeytin deseniz 100-140 lira arası. 
Ramazan zamları daha başlamadı ama eli kulağında.
Daha ucuzları var mı?
Var ama yiyebilene aşk olsun.
Aklıma Nazım Hikmet’in şiiri geliyor;
Büyük insanlık gemide güverte yolcusu
                                       tirende üçüncü mevki
                                       şosede yayan
                                       büyük insanlık.
Büyük insanlık sekizinde işe gider
                                       yirmisinde evlenir
                                       kırkında ölür 
                                       büyük insanlık.

Ekmek büyük insanlıktan başka herkese yeter
                                       pirinç de öyle
                                       şeker de öyle
                                       kumaş da öyle
                                       kitap da öyle
            büyük insanlıktan başka herkese yeter.

Büyük insanlığın toprağında gölge yok
                                       sokağında fener
                                       penceresinde cam
ama umudu var büyük insanlığın
                                       umutsuz yaşanmıyor.
Halk yine de umudunu kaybetmiş değil. Sıkıntıları Sayın Başkanımızın çözeceğini biliyor millet. Biliyor ama denize düşen de yılana sarılıyor bazen. İşte o yüzden çoklu aday olması durumunda (ki Muharrem de aday oluyor) iş zora dönüyor.
Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir demişler. Muharrem İnce’nin anketlerdeki yükselişi de bunu gösteriyor.
Muharrem ise her ne kadar aday olduğunu ve kazanmak için çalışacağını iddia etse de bir tezgâh dönüp Kemal’e destek verebilir ya da seçimin ikinci tura kalması halinde Kemal’i destekleyebilir. Zaten bunun sinyallerini de verdi.
Ancak, enflasyona çözüm bulunması halinde Sayın Başkanımızın bileğini kimse bükemez ve bu iş ilk turda biter…
İlk turda bitmesi de Kemal’in sonu olur ve bunda büyük pay İnce’nin olacaktır.
Muharrem’in işi ondan sonra kolay değil tabii. Gönlündeki aslan CHP Genel Başkanlığı ama bu sefer de onu diğer kurtlar kapar. Onu da bir başka yazıda yazarız…