SON DAKİKA
Hava Durumu

ABD NİYE ERDĞAN’I İSTEMİYOR?

Yazının Giriş Tarihi: 11.11.2022 21:54
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.11.2022 21:54

Yazımızın başlığındaki sorunun cevabını vermek için önce bazı gerçekleri gözler önüne sermek gerekir. Bizim millet içimizden birinin değil de başkalarının anlattıklarına inanmaya pek bir meyillidir. Bu yüzden size ABD’lilerin ağzından anlatacağım. 


Bakın Amerika’nın milli menfaatlerini korumak üzere kurulmuş olan düşünce kuruluşu (Bu lafı duyunca arkasında kimin olduğu anlaşılır zaten) The Center for the National Interest (Milli Menfaat Merkezi) İnternet sitesinde yazan Ted Galen Carpenter neler diyor?


Washington'un algılanan bir ortağın ihaneti konusundaki en derin rahatsızlığı, NATO üyesi olan Türkiye'ye yönelikti. Ankara'nın Washington'un izlediği politikadan sapması, özellikle Rusya'nın enerji ihracatına yönelik yaptırımlarla ilgili olarak, düpedüz inancından dönme anlamına geliyor. Türkiye neredeyse başından beri Rusya'yı zorlamaya, zayıflatmaya ve küçük düşürmeye çalışmak yerine, Ukrayna'daki savaşı müzakereler yoluyla bir an önce bitirmeye öncelik verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, arabulucu rolü oynamayı defalarca teklif etti.


Erdoğan, ABD-NATO'nun Rusya ile başa çıkma yaklaşımına yönelik eleştirilerinde giderek daha açık sözlü hale geldi. Eylül ayı başlarında, Moskova'ya karşı tekrarlanan provokasyonlara giriştikleri için Türkiye'nin müttefik ittifak üyelerini azarladı. Tersine, ülkesinin daha “dengeli” politikasını sürdürme niyetini övdü ve dile getirdi. Moskova ile devam eden flörtün bir tezahürü, Ekim ayı başlarında, ABD'nin isteklerine doğrudan karşı çıkarak Rusya'yı Türkiye'de ikinci bir nükleer santral inşa etmeye davet etme kararıydı.


Ankara, Batı yaptırımlarının neden olduğu yükselen enerji fiyatlarından da kârlı değil. Türkiye, özellikle Rusya'nın petrol ihracatını pazarlamada aracı olarak hareket ederek ve sıklıkla bunları önemli bir kâr marjıyla diğer NATO üyelerine satarak, kendisini enerji konularında önemli bir oyuncu olarak konumlandırdı. Biden yönetimi, Erdoğan hükümetine Rusya'ya karşı NATO yaptırımlarını baltalamayı bırakması için baskıyı artırmaya devam ediyor, ancak bunun görünürde çok az etkisi var.


Devam eden politika hayal kırıklıklarının çoğu, yönetimin kendi ayaklarının altında yatmaktadır. Başkan ve danışmanları, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden hemen önceki ve sonraki haftalarda, kilit bölgesel aktörlerin Washington'dan Rusya'yı yaptırım ve tecrit etme çağrısına katılmalarını sağlamak için gerekli adımları atmadı. NATO bloğunun dışından destek eksikliği, ABD yetkililerinin gözünü kör etmiş gibi görünüyordu.


Çin, Suudi Arabistan ve Türkiye gibi önemli oyunculara kurnazca kur yapmak yerine, yönetim ve onun kongredeki müttefikleri huysuzca bu ülkelerden ABD'nin isteklerine uymalarını talep ettiler. Yönetim liderleri Pekin, Riyad ve Ankara ile süregelen şikayetleri Rusya konusunda daha fazla iş birliği yapmalarını sağlamak için ikinci plana atmaya bile istekli değiller. Bunun yerine hem Beyaz Saray hem de kongre liderleri, bu hükümetlerle gerilimi artıran önlemler aldı. Süreç, dış politika yetersizliğinin bir ders kitabı örneği olmuştur.


Bu arada Ted Galen Carpenter adlı zatın “Dangerous Dinosaur” yani tehlikeli dinozor olarak anıldığını da belirtelim.
Tabii bunlara Türkiye’nin dikte edilmeye çalışılanları artık kabul etmemesi, ABD ve Avrupa’nın sözünü dinleyen uslu çocuk olmaktan çıkmış olması, ABD’nin söz verdiği Kürt devletinin kurulmasına karşı çıkması da en başta eklenecek kalemler olacaktır.
Bunların Sayın Başkanımızı devirmek istemeleri bundandır. Yerine kendilerine boyun eğecek, karşılarında el pençe divan duracak bir iktidarı getirmek için yanıp tutuşmaları bu yüzdendir.


Daha açık anlatılabilir mi?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.