Kar yağıyor… 
Meteoroloji önceden uyarmış…
Beriki hiçbir önlem almamış…
Yok tövbe, az biraz tuz dökülmüş bir yerlere…
Nereye belli değil…
Belediye binasının önü kardan geçit vermiyor…
İnsanlar yollarda donuyor soğuktan…
Sözcüsü Murat Ongun yurtdışında…
Kendi balık keyfinde…
Bir büyükelçi ile yiyormuş balığı…

Rakı mı vardı masada acaba yoksa beyaz şarap mı?
Kırmızı şarap veya acılı şalgam içecek kadar görgüsüz değildir herhalde…
Hangi büyükelçi?
Ne işi var onunla bu kadar önemli?
Hangi sıfatla yemekli toplantı yapıyor?
Sen İBB Başkanısın, devleti temsil etmiyorsun…
Başkanmış gibi davranıyorsun…
Havalara girdin, burnun kalktı…
Unutma kendini aniden o kadar yükseklere çıkartırsan düşüşü vahim olur…
Parçalanıp gidersin…
Kemal’i kolay lokma görüyor…
Birileri buna garanti vermiş olmalı…
Denizler ötesinden…
İstanbul ne zaman zor durumda olsa beyimiz sefada…
Ya yandaşları?
Aklı başında bildiğimiz insanlar bile savunma gayretinde…
Türlü yalana başvuruyorlar onu savunmak adına…
Yalanları ortaya çıkınca da…
Adam hak etti balık yemeyi, afiyet olsun diyorlar pişkince…
Kraldan çok kralcılar…
Öyle hale gelmiş ki çıkıp adam vursa yine bravo diyecekler…
Bu nasıl bir zavallılıktır?
İzahı mümkün değil…
“Tayyip Nefreti” iliklerine işlemiş…
Meziyetsiz, terbiyesiz ve tehlikeli birini savunabiliyorlar…
Onu aklamak adına yalan üstüne yalan…
Yalanları yüzlerine çarpınca da durmak yok üstelik…
Kaybettiğini önceden bilmenin ağır depresyonu çökmüş…
Çaresizlik kıskacında canları yandıkça daha çok saçmalıyorlar…