SON DAKİKA
Hava Durumu

Alinur Aktaş’ın üç icraati…

Yazının Giriş Tarihi: 29.08.2021 20:58
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.08.2021 20:58

Geçen hafta bir sokak röportajı izledim. Kimin yaptığına dikkat etmedim.
Röportaj, Ankara sokaklarında yapılıyor. İnsanlara ‘Mansur Yavaş’ın hizmetlerinden memnun musunuz?’ Sorusu soruluyor. Yayınlanan katılımcıların istisnasız tamamı, ‘Evet, memnunum/ Çok memnunum’ demişlerdir. 2. Soruda da, ‘Mansur Yavaş’ın, seçim sürecinde vaad ettiği ve yaptığı üç icraatini sayar mısınız?’ şeklinde bir soru vardı. Yayınlanan katılımcılardan hiçbirisi herhangi bir icraat söyleyemedi/ hatırlayamadı. 

Röportajı yapanların ne kadar dürüst/ objektif oldukları hakkında hiçbir yorumda bulunmayacağım. Zira, aynı günlerde Haber Türk kanalında canlı yayında benzer bir soruyu Fatih Altaylı sordu. Ve CHP’li arkadaşların çok beğendiği özet bir cevabı vardı: 
Benim çılgın projem yok, bir tane ölü yatırımım da yok” O programda, --kimisini hatırlayamadığı-- henüz proje aşamasında bir takım projeler de yaptığını söyledi. Ancak benim yazı konum Mansur Yavaş olmadığı için bir değerlendirme yapmayacağım.
Bahsettiğim sokak röportajını dinlerken ve Mansur Yavaş’ı dinlerken aklıma şu soru geldi:

Acaba Alinur Aktaş’ın ilk 3 projesi/ icraati nedir?
Ben sokak röportajı yapmadım. Ama objektivitelerinden/ insaflarından emin olduğum bazı arkadaşlarımı telefonla arayarak soruyu sordum ve Alinur Aktaş’ın ‘Bursa için Canla Başla’ yaptığını söyledikleri ile ilgili ne gördüklerini dinledim. 


Kavşaklarda yaptığı düzenlemelerle trafiğe kısmi bir nefes aldırışından, Acemler kavşağında yapılan ‘küçük’ alternatif yoldan, Yalova yolu metro inşaatını yeniden ihale etmesinden, Şehir hastanesi metro inşaatının başlamasından, belediyedeki korkunç israfı önlemeye çalışmasından söz edenler oldu. 
Hiçbir şey yapmadığını iddia edenler de oldu. İstanbul’dan şehre girişteki Ovaakça minibüslerinin ve duraklarının ilkelliğinden tutun da, Yalova yolunun Beşyol mevkiinin karmaşasından, kentsel dönüşümün asıl olması gereken yerlerde tamamen durduğundan, otobüs ve metro biletlerinin astronomik ölçüde pahalı olmasından, Belediye’de bürokratların iş görmemesinden, şehrin çehresini değiştirecek hiçbir şeyin yapılmamasından… vs bahsedenler oldu.
Konuştuğum hiç kimse benim aklımdaki şeyden bahsetmedi. Ve hepsine de ben hatırlattım. Ve tartışmasız hepsi bu icraatini olumlu buldu. Umutlandı.


Alinur Aktaş’ın en büyük icraati ‘Yıkımları’dır.


Başta Sanırım 90’lı yılların sonunda yapılan Tower Plaza’nın yıkılması –ki o bina tam devlet ile mafyanın aynı mutfakta pişirildiği yılların simgesel bir ifadesiydi—
Yine aynı yıllarda hangi izansız yöneticinin kararı ise, Çelik Palas’ın arkasına yapılan ultra çirkin ilave otel inşaatı 20 küsür yıldır Uludağ’ın yamaçlarından bütün Bursa’ya sövmekteydi. Bu otel inşaatının yıkılıp park haline gelmesi Alinur Aktaş’ın başarısıdır. Üstelik bunu da Bursa’nın milli kan emicilerinin neredeyse karnından son anda alabildiğini de belirtmek isterim. Darısı Çelik Palas’ın sırasındaki herkesten uzun boylu otelin hizaya sokulmasına…
Bursa’da onlarca yıldır konuşulan ‘Hanlar Bölgesi’nin caddeye bakan tarafında yer alan uyduruk binaların yıkılması süreci de çok değerli bir yıkım çalışmasıdır. Gerçi resmi binaların dışındakileri yıkma sürecinin uzaması hiç hoşumuza gitmiyor, ama en kısa zamanda tamamlanması dileğimizdir.
Hanlar bölgesi yıkımları başladığında sosyal medya hesabımdan şunu paylaşmıştım:
Darısı Tahtakalede, sırtını surlara dayayan çirkin mi çirkin, kirli mi kirli binalara” 

Ben bunu yazarken o binaların çok yakın bir zamanda yıkılabileceğine inanmıyordum. Ancak daha sonra meydana gelen üzücü toprak kayması bu bölgenin komple yıkılmasını icbar etti. Zarar görenlere geçmiş olsun. Umarım hak kaybına uğramazlar. Geçenlerde oraya gittim. Kazım Baykal Caddesinin surlara bakan tarafının neredeyse tamamı boşaltılmış ve hatta surların üstüne yapılan yüksek apartmanların da yıkım hazırlıkları başlamıştır. Ne yalan söyleyeyim, çok sevindim ve umutlandım.
Bu yıkımları konuştuğum ve Bursa’yı seven bütün insanların bu yıkımlardan heyecan duyduklarını söyleyebilirim. Ancak hepsi de, Toki’nin Bursa’ya yaptığı en büyük kötülük olan Doğanbey (ben Manhatten diyorum) in de mutlaka yıkılması gerektiğini söylediler.
Anladığım kadarıyla bütçe imkanları aslında bütün belediyelerin elini kolunu bağlamış, çok fazla çılgın projelere fırsat bulamamaktadırlar.
Madem yapılacak bir şey yok, yıkılacak bir şeyler bulmak gerekir.
Alinur Aktaş’ın yıkım projeleri için ‘Yetmez ama Kesinlikle Evet’ diyoruz.
30 Ağustos Zafer Bayramınız Kutlu olsun.
 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.