Haber Giriş Tarihi: 26.09.2014 16:13
Haber Güncellenme Tarihi: 26.09.2014 16:13
Gazeteci Mustafa Gültekin, Haydar Baş'ı konu eden yazısı nedeniyle çirkin bir saldırıya uğradı. İhsaniye Merkez Camii önünde gerçekleşen saldırıda Gültekin, yolunu kesen 10 kişi tarafından darp edildi. Saldırganlar arasında Köy TV Genel Müdürü Dr. Hakan Özkul da bulunuyordu. Çekirge Devlet Hastanesi'nde darp raporu alan Mustafa Gültekin, saldırganlar hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi. Mustafa Gültekin'in Rota Bursa'da yayınlanan o yazısı: Baş’ın kendisini inkârla imtihanı!
Haydar Baş’la, Şahsen daha sonraki yıllarda tanışma imkânı bulduysam da, cemaatini daha lise yıllarımda tanıdım,
Milli Güvenlik dersinden çakan sıra arkadaşım
Necip’in sayesinde…
Fetullah Gülen’in
Sızıntı Dergisi’ne denk,
Haydar Baş’ın da
İcmal Dergisi vardı.
Gülen’in
AksiyonDergisi’ne karşılık,
Baş’ın da,
Mesaj Dergisi vardı.
Gülen’in
Samanyolu Tv’si neyse,
Baş’ın da
Meltem Tv’si,
Gülen’in
Zaman Gazetesi neyse
Baş’ın da
Yeni MesajGazetesi odur… Öğrenci yurtlarından Özel okullara kadar
“hizmet!” yöntemleri
Gülen ile paralellik arz ediyordu. Tek fark
Baş’ın cemaati,
Gülen’i zerre kadar sevmez ve yerden yere vururdu… Dün gibi hatırlıyorum,
Haydar Baş, Bursa’ya geldi ve
Necip’in ısrarlı davetiyle ben de o sohbette bulundum. Gerçekte babaları olmayan birisine,
“Haydar Baba” demelerini yadırgasam da zikirle başlayan, soru cevapla sonlanan sohbeti sonuna kadar takip ettim. Hatta dinleyicilerden birisi,
“Hocam! Müslümanlar bir sürü cemaatlere ayrılmış, maksat dine hizmet ise neden birleşmiyorsunuz?” demiş ve
Refah Partisi’ni neden desteklemediklerini sormuştu da, sorup soracağına bin pişman olmuştu. Zira
Haydar Hoca soruya kızınca müritleri adamı derdest edip dışarı çıkarmışlardı… Meraklı bir lise öğrencisi olarak şaşkın bakışlarla izlemiştim bu enstantaneyi ki; sonraki zamanlarda bu tavrı benimsemediğimi defaatle
Necip’e söyledim… O gün
Haydar Hoca, Refah Partisi’ni neden desteklemediklerini, kendi tarikatlarının büyük bir gemi, siyasetin ise sadece bir kayık olduğunu tasvir edip, “gemi kayığa binerse kayık batar” şeklinde açıklamıştı ve illa ki; birleşme olacaksa “Onlar bize katılsın” demişti… Hoş Yıllar sonra
Haydar Hoca,
Bağımsız Türkiye Partisi’ni kurup genel başkanlığını yapmaya başlayınca kendisi siyaset kayığına binmiş oldu ve bunu da
Necip’e hatırlatmıştım… Ve fakat
Haydar Baş’ın, sonraki yıllarda kitabını da yazdığı,
“Milli Ekonomi Modeli” sunumlarını önemsedim. Zira fikir tabanlı bir proje ortaya koymayı, bunu paylaşmayı, tartışmayı değerli buluyorum. Bu değerin altını çizen yazılar yazarak hakkını teslim etmeye de çalıştım çoğu zaman… Nitekin
Necip ve
Haydar Baş bu yazılarımı da biliyor… Bunca şeyi niye mi anlattım şimdi? Biliyorsunuz,
CHP ve
MHP’nin öncülüğünde Cumhurbaşkanlığı seçimi için bir
“Çatı” formülü geliştirildi ve bugün aralarında
Haydar Baş’ın partisi
BTP’nin de bulunduğu beş parti destek bildirgesi imzaları… Burada İlk bakışta bir şey yok gibi gelse de çok şey var aslında… Özellikle
Haydar Baş, partisi ve cemaati için ibretlik bir manzara var… Zira Yukarıda da altını çizdiğim gibi,
Baş ile
Gülen’in paralellik gösteren
“hizmet!” anlayışlarında belirgin fark,
Baş’ın cemaatinin
Gülen’i yerden yere vurmasıydı. O kadar ki; cemaat mensupları
Fetullah Gülen’e,
“boynunda haç taşıyan adam” diyecek kadar mesafeliydiler… Ne var ki; Bugün, özü sırf
Tayyip Erdoğan düşmanlığı olan ve projesi
Pensilvanya’da çizilen
çürük “Çatı”ya bir çivi de
Haydar Baş çaktı. Bu durum seçimin kaderini elbette değiştirmez fakat insanların
Haydar Baş’a bakışını çok değiştirir. Dün,
“boynunda haç taşıyan adam” muamelesi yaptığınız
Paralel Yapı’yla paralel işlere imza atmak en hafifinden insanın kendisini inkârdır… Düşünün!
“Bağımsız Türkiye” söylemiyle yazılan
“Milli Ekonomi Modeli”nden,
Paralel Yapı modeline payandalığa… Sizce de acıklı bir mesafe alış değil mi? Öyle, fakat yine de iyi tarafından bakın derim. Zira şapka düştü kel göründü…