
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, açılış konuşmasında Bediüzzaman’ın tutkusunun din ve bilim sentezi yapmak olduğunu söyledi. “Bediüzzaman hazretlerinin tutkusu din ve bilim sentezini yapabilmekti. Henüz genç yaşlarındayken Van’dan çıkıp İstanbul’a gelerek Sultan Abdulhamit ile görüşmek istemiş. Sultan Abdulhamit, Bediüzzaman’ın doğuda üniversite açma teklifini değerlendirmek yerine altın hediye edince Bediüzzaman bunu reddetmiş. Yazdığı eserlerde Cumhuriyet ilanından sonra strateji değiştirmiş” diyen Tarhan, “Daha önce açıkça medrese ilimleri ile fen bilimlerini birleştirmek isterken Cumhuriyet sonrasında Darülfünun kurmak istemiş. Ancak Cumhuriyetin ardından eğitim sisteminin değiştiğini ve din eğitiminin okullardan kaldırıldığını görmüş. Bunun üzerine de dini ilimlerle fen bilimlerini birleştirecek eserler kaleme almaya başlamış” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “İnsan aklı matematiksel düşünüyor”
Bediüzzaman’ın yaşadığı dönemde yaptıklarının bütüncül bilim anlayışına uyduğunu dile getiren Tarhan, “Bütüncül bilim anlayışının dünyada nerelerde kullanıldığını araştırdığımızda Prof. Dr. İbrahim Özdemir sayesinde Amerika’da yayınlanan Post Materyalist Bilim Manifestosu’na ulaştık. Post Materyalist Bilim Manifestosu bilimlerin bütünlüğü anlamına geliyor. Özellikle matematiğin azameti bilimlerin bir bütün olduğunu gösteriyor. Fen ve din bilimleri matematikle birlikte olduğu zaman aklımıza uygun hale geliyor. İnsan aklı matematiksel düşünüyor, neden-sonuç araştırıyor. Mantıkla matematiğin nikahı bilgisayarı doğurdu. İlk bilgisayar makinası olan tureng, matematik ve akıl yürütme yöntemlerini birleştirdi. Ruh bilimi ve psikoloji ile matematik birleştiği zaman da hesaplamalı psikoloji ortaya çıktı. Buradan insan manevi bilimlerin matematiğini bulmaya başlayacak” diye konuştu.
“Sonraki saadeti de öngörmeyen bir felsefe doğru felsefe değildir”
Sadece din bilimleri okutulduğunda ortaya taassubun ortaya çıktığını belirten Tarhan şöyle devam etti; “Bunu Taliban yönetiminde gördük. Okullarda elektriğin nasıl çalıştığını bile öğretmiyorlar. Böyle bir eğitim sistemleri var. Son derece ana kronik yaşantılar var. İki yüz sene önceki İslam’ı bugün yaşıyorlar, yeni durumlara karşı yorum yapamamışlar. Aykırı düştükleri için de insanlar oradan kaçıyor. Bediüzzaman hazretleri, sadece fen bilimleri okutulup manevi ilimler okutulmadığında da hile ve şüphenin ortaya çıktığını söylemiş. Şu anda dünyada boşanmaların, intiharların artması, insanın zenginleşmesi ama mutluluğunun ona paralel artmaması gösteriyor ki sadece fen bilimleri insanın mutluluğuna hizmet etmeye yetmiyor. İdeal mutluluk sadece yaşanılan dünya saadetini de hedef almaz, iki dünya saadetini hedef alır. Öldükten sonraki saadeti de öngörmeyen bir felsefe doğru felsefe değildir.”
(Özkan Güngörmez)