İskilipli Atıf Hoca’nın idam edilişinin 96. yıl dönümü nedeniyle mezarı başında yapılan anma törenine Vali Mustafa Çiftçi, AK Parti Çorum Milletvekili Erol Kavuncu, Çorum Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın ve Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk’ün katılması bir kez daha sol ve Kemalist kesimi ayağa kaldırdı. Adeta çılgına dönen Kemalistler, yine bildik resmi tarih palavraları ile seslerini yükseltirken, Vali Mustafa Çiftçi olması gerektiği gibi tavrını koyarak bir adım dahi geriye atmadı.
İskilipli Atıf Hoca’yı yargılayan Ankara İstiklal Mahkemesi’nin 4 üyesinden sadece birinin hukukçu olmasının yanı sıra, mahkemenin 3 yıl kürek cezası verdiği halde İskilipli Atıf’ın idam edilmesini Hıyanet-i Vataniyye olarak lanse etmeye çalışan sol Kemalist yapının yalanlarının birer birer ortaya çıkması, bu kesimi daha da sinirlendi.
DAYATMA TARİHİ KİMSE YEMİYOR Ancak artık mızrak çuvala sığmıyor. Dünya değişti, Türkiye’de buna paralel değişti. Türkiye’de vesayetin yıkılmasıyla birlikte birçok tabu da hayatımızdan çıkarken, dayatılan resmi tarihin de pek bir itibarı kalmadı. Türk insanı artık iyi ya da kötü tarihini bilmek, o dönemde yaşananları öğrenmek istiyor. Ezberletilmiş ve dayatılmış tarih yerine gerçekleri ortaya koymak için de İstiklal Mahkemeleri mutlak suretle tartışılmak durumunda. Artık peşinen birileri öyle dedi diye kimseyi vatan haini sayma ya da öyle denildi diye kahraman ilan etme dönemi geride kalmalı.
“İSTİKLAL MAHKEMELERİ MAHKEME SAYILMAZ” Çiftçi, açıklamasında cesurca İstiklal Mahkemelerini eleştiren önemli isimlerden de alıntılar yaptı. Gazeteci Uğur Mumcu’nun İstiklal Mahkemeleri ile ilgili tespitini alıntılayan Vali Çiftçi, “Uğur Mumcu 11 Kasım 1992 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde ‘İstiklal Mahkemeleri ‘mahkeme’ sayılmazlar. Bunlar savaş ve ihtilal dönemlerinde rastlanan anti-demokratik infaz kurullarıdır’ yorumunu yapar” ifadelerini kullandı. Necip Fazıl ve Sezai Karakoç’tan da alıntı yapan Çiftçi, “Bu şekilde haksız-hukuksuz yapılan muhakeme sonucu idama mahkum edilen İskilipli Âtıf Efendi, Merhum Necip Fazıl Kısakürek Üstadımızın tabiriyle, “son devrin din mazlumlarından” biridir ve bu sıfatla rahmetle anılmayı hak etmektedir. Bizim yaptığımız da sadece bundan ibarettir. Rahmetli Sezai Karakoç Üstadımızın dediği gibi: “Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. Hâlbuki biz sussak, tarih susmayacak. Tarih sussa hakikat susmayacak” diye konuştu.
Gelinen noktada İstiklal Mahkemeleri’nde idama mahkum olan isimleri peşinen hain ilan edip, bu mahkemeleri kutsamak yerine, o dönemi tartışmak en doğru yol olacak. Bugün belgeler ışığında o dönemin tartışılmasıyla birlikte haksız şekilde vatan haini ilan edilenler varsa onlara iade-i itibar vermek, hak etmediği halde kahraman ilan edilenlere de gerçek sıfatlarını vermek tarihi sorumluluğumuzdur. Öyle sine sine, kaça kaça ve dayatmalarla bir yere varmanın imkanı yoktur.
Alpaslan YILDIZ