Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), kendi üyelerinin yanı sıra PKK, DHKP-C ve MKP'li yaklaşık 10 bin terör şüphelisinin soruşturma ve yakalama bilgilerini rüşvetle sızdırdığına ilişkin yazışma ve tape kayıtları ortaya çıktı. Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesi, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in avukatı Adnan Şeker ile 6 sanığın "silahlı terör örgütüne üye olmak", "rüşvet vermek", "gizliliği ihlal" ve "suçluyu kayırma" suçlarından mahkumiyetine ilişkin hükmün gerekçesini yazdı.
ŞEKER'E 300 AVRO, ŞEN'E 50 LİRA Dosyadaki beyanlara göre, sanık Şen, nişanlısı avukat Hilal Kamacı aracılığıyla Adnan Şeker ile tanıştı. İkilinin yaptığı anlaşma gereği Şen, hakkında yakalama kararı olan FETÖ'cülerin sorgulama ekran görüntülerini 50 lira karşılığında Adnan Şeker'e WhatsApp üzerinden göndermeye başladı. Şen'in 10 bin 815 lira olan bakiyesi, sorgulamalardan sonra 548 bin 665 liraya çıktı. Şeker kardeşler de kurdukları rüşvet ağıyla hakkında yakalama kararı olup olmadığını öğrenmek için kendilerine başvuran FETÖ'cülerden 400 lira aldı. Yurt dışındaki örgüt üyelerinden ise sorgulama ücreti olarak 300 avroya kadar para alındığı belirlendi.
HÜKÜM Adnan Şeker, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 10 yıl, "zincirleme şekilde rüşvet vermekten" 17 yıl 6 ay, "gizliliği ihlalden" 2 yıl 6 ay ve "suçluyu kayırmadan" ise 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Aynı suçlardan Nazif Gürkan Şen 32 yıl 1 ay, Hilal Kamacı 34 yıl 4 ay 15 gün, Yaşar Şeker 29 yıl 4 ay 15 gün, Musa Şeker 28 yıl 9 ay hapse mahkum edildi. Başka bir mahkemede FETÖ'den yargılaması süren avukat Betül Fırat da "gizliliği ihlalden" 2 yıl 6 ay, "suçluyu kayırmadan" 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
ŞEKER İLE ŞEN ARASINDA 29 KASIM 2018'DE GEÇEN YAZIŞMALAR Şen: "Abi sorguları bir süre durduralım, Bakanlıktan bilgisayar sordurdular. Sıkıntı olabilir. Bilgisayar adı sordular 'kim kullanıyor' filan diye, mesajları sileceğim. Sen rakamları alırsın, hattı kapatmam lazım telefondan, sen rakamları kaydet haberleşiriz." Şeker: "Hadi ya, tamam. Bana, sana ulaşabileceğim bir numara versen." Şeker: "Gün içinde konuştuğumuz şeyleri arkadaşlara sordum. Arkadaşlar, 'Sorun çıkaracak ya da şikayet tarzı edecek arkadaş yok' diyorlar. 'Kaç aydır bu işi yapıyoruz' dediler. Zaten sorgusu yapılan arkadaşlar yurt dışındalar çoğu. Böyle bir şey yapmazlar çünkü bu görüntüler çok yardımcı oluyor, öyle bir şeye kalkışmazlar." Şen: "Anladım, acaba yurt dışındaki şahıslar sorgulandı filan diye mi dikkat çekti? Çok garip ya o zaman geriye tek bir ihtimal kalıyor, çok sorgudan bir tespit oldu. Ya düşünüyorum çıkamıyorum ki içinden, Bakanlıktan aramayı gerektirecek hiçbir durum bulamıyorum." Şeker: "İlk günden beri haberci üzerinden yapıldığı için diye düşünüyorum. Net kullanımı ve haberci sağlıklı değil. Bilgi akışı bir tek o savcının ekranından mı yapılıyor o adliyede?" Şen: "Evet, o yüzden eminim bunun için aradıklarından ama neden bir şey yapmadılar ya da yapacaklar mı?" Şeker: "Savcı bey durumla ilgili ne düşünüyor ya da haberi var mı?" Şen: "Ya o bana çok güvendiği için durumdan haberi var Bakanlıktan arandığından, bilgisayarım sorulduğundan ama bana herhangi bir toz kondurmadığı için önemsiz bir şey gibi görüyor, sıkıntı yapmadı. Hatta bana 'kafana takıyorsan arayıp sorayım' filan dedi." Şeker: "Sorgu yapıldığını biliyor mu?" Şen: "Yok canım bilmiyor. İşte öğrenirse kötü. Ki eğer bildirirlerse öğrenecek. Sorgu yapılan ekran onun, yapılan bilgisayar da benim. Benim bilgisayar soruldu, durum kritik acaba ne zaman dönüş yapacaklar? Olay olurum Türkiye'de."