
Sektör aslında Enerji Piyasaları Düzenleme Kurulu (EPDK) kontrolünde. Devlet tarafı böyle ancak aslında sektörü GAZBİR ve onun alt kuruluşu olan GAZMER yönetiyor. Hem dağıtımda hem de üretimdeki dev kuruluşlar bu iki kuruluşun üyeleri. Misal AKSA’nın Genel Müdürü Yaşar Aslan aynı zamanda GAZBİR’in (Türkiye Doğalgaz Dağıtıcılar Birliği) de başkanı. GAZMER ise Eğitim, Belgelendirme, Denetim, AR&GE ve teknik çalışmaların, sektör adına koordine edilmesi amacı ile GAZBİR’ in iktisadi işletmesi ve Teknik Merkezi olarak faaliyet gösteren bir kuruluş. Yani tüm kontrol bu iki kuruluşta aslında.
Bu bilgilerin ardından gelelim asıl konumuza.
Bursa’nın doğalgaz dağıtım işini yapan ve Büyükşehir Belediyesi’nin de ortağı olduğu Bursagaz, bir süre önce el değiştirerek AKSAGaz ismini aldı. Türkiye genelinde adeta tekel haline gelen AKSA, Bursa’ya geldikten sonra ilginç uygulamalara imza atarken, özellikle tesisat sektörünün tepkisi her geçen gün artıyor. Belek lisesi ve üniversite diplomalarını yok sayan şirketin, para karşılığı alınabilen belgeyi geçerli sayması sektörde tepkiyle karşılanırken, yine zorunlu tutulan izolatörün sadece bu firma tarafından satılıyor olması da tekel oluşturuyor iddialarını bir kez daha gündeme taşıdı.
Doğalgaz sektöründe EPDK’nın geçerli saydığı belgeler şunlar. Meslek lisesi doğalgaz bölümü mezuniyeti, doğalgaz meslek yüksek okulu mezunları ve 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanununa göre alınmış ustalık belgesi. 2022 yılında yapılan değişiklikle Mesleki Yeterlilik Kurumu Mesleki Yeterlilik uygulaması değiştiriliyor. EPDK bu belgelerden birinin yeterli olabileceğini yönetmeliğe alırken, belge tercihini firmalara bırakıyor.
İşte AKSA, Bursagaz’ı SOCAR’dan devraldıktan sonra Bursa’da faaliyet gösteren firmalara yazı göndererek, Meslek Yüksek Okulu ve meslek Lisesi diplomalarının yetki için kabul edilmeyeceğini, Mesleki Yeterlilik Belgesinin zorunlu olduğunu bildiriyor. Yani meslek lisesi ve meslek yüksek okulu diplomaları çöp durumuna geliyor. Mesleki Yeterlilik Belgesi ise GAZMER ve yetkilendirilmiş kuruluşlar tarafından veriliyor. Dahası bu sınava girmek için eğitim şartı aranmıyor. Okur yazar olmak yeterli. Peki bu belge neden AKSA üzerinden zorunlu hale geldi?
Onu da şöyle anlatalım. Bu yeti 3 belge ile alınıyor ve 3 belge için talep edilen ücret 33 bin lira. Belgeler ise Kaynakçı, iç tesisat ve polietilen. AKSA, 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren Mesleki Yeterlilik Belgesini zorunlu sayıyor. Belgeler iki yıl geçerli oluyor ve iki yıl sonra yeniden aynı süreç ve ücretler ödenerek yenilenmek durumunda.
Sektörde zaten ara eleman sıkıntısı olduğunu dile getiren tesisat firmalarının temsilcileri, bu uygulamada ısrar edilmesi durumunda önümüzdeki süreçte daha büyük sıkıntılar yaşanacağını dile getiriyor. Meslek liseleri ve meslek yüksek okuluna yönlendirme yapmak için uzun süredir çalışmalar yapıldığını ve bunda başarılı olunduğunu anlatan firma temsilcileri, diplomaların yok sayılmasıyla öğrencilerin bu alanlara yönlendirilmesinin artık çok da mümkün olmadığına dikkati çekiyorlar. Sektör olarak sorunları GAZBİR ve AKSA’ya aktarmalarına rağmen muhatap bulamadıklarını da anlatan temsilciler, bir an önce bu yanlıştan dönülmesini istiyor.
Yine sektörde AKSA ile gelişen bir başka sorunun izolatör zorunluluğu. Kullanılması faydalı olan bu cihazı GAZBİR ürettirerek satıyor. Ve sadece bu izolatörün kullanımına izin veriliyor. Yani tam bir ekel görüntüsü oluşuyor. Bu da 30-40 liralık bir cihazın 500-600 lira bandında satılmasına neden oluyor. Oysa üretim ve satışı serbest kalsa bu rakamın çok daha alt seviyeye rekabetle çekilebileceği ifade ediliyor.
Önümüzdeki günlerde soğukların daha da artmasıyla başka bir sorun daha Bursalıları bekliyor. Eğer kombi bozulursa AKSA bunun değiştirilmesi için yeni proje talep ediyor. Prosedür 13 iş gününü buluyor. Yani kış günü iki hafta boyunca gazsız kalabilirsiniz. Oysa bu çok daha kısa zamanda bir günü geçmeyecek şekilde bir bildirimle çözümlenecek bir durum. Ve AKSA bu uygulamayı Bursa’da yapıyor, onlarca dağıtım merkezinde uygulamamasına rağmen.
Sonuç olarak AKSAGAZ, Bursa’ya geldikten sonra devam eden sorunlar bitmediği gibi yeni sorunlar da başlamış durumda. Sektör temsilcileri muhatap bulamamaktan yakınırken, her atılan adımın aslında vatandaşa yansıyacak bir zorluk olduğunu dile getiriyorlar. Oysa doğalgaz, elektrik ve su kamu hizmeti olarak vatandaşın en kolay ve ucuza ulaşması gereken alanlar. Zorlaştırmak yerine kolaylaştırmak gerekirken, sektörde oluşmaya başlayan tekel ya da kartel diyebileceğimiz yapı nedeniyle karı önceleyen ve hizmeti göz ardı eden bir döneme hızla gidiliyor.
Öyle görünüyor ki EPDK’nın esneme paylarını ortadan kaldırarak tüm Türkiye’de uygulamaları standart hale getirerek, sektörün daha fazla kaosa sürüklenmesini önlemekten başka çare yok. Doğalgaz özel sektör ve onların kurduğu bir derneğin insafına terk edilecek bir alan asla değil. (Ayşe Candan)