
Yapılan son araştırmalardan elde edilen veriler, ülke genelindeki hanelerin yüzde 35'inden fazlasının sabit gelirinin temel harcamaları karşılamaya yetmediğini ortaya koyuyor. Özellikle elektrik, doğalgaz ve kira giderlerindeki artışlar, dar gelirli kesim üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. Araştırmaya katılanların üçte biri, borçlanmadan ya da kredi kullanmadan yaşamlarını sürdürebilmenin artık mümkün olmadığını ifade ediyor.
Bu ekonomik tablo, sadece bireyleri değil, toplumsal yapıyı da etkiliyor. Sosyo-ekonomik stresin artışı, kişisel huzursuzluklardan aile içi sorunlara kadar geniş bir yelpazede sonuçlar doğuruyor. Öte yandan, uzmanlar bu tür sıkıntıların uzun vadede sağlık problemlerini artırabileceği ve iş performansını düşürebileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
Sosyal yardım kuruluşları ve yerel yönetimler, bu durumla mücadele etmek amacıyla farklı destek programları geliştirmeye çalışıyor. Ancak yapılan yardım paketleri ve desteklerin, mevcut sorunun kökten çözülmesine yetmediği ifade ediliyor. Uygulanabilir ekonomik politika değişikliklerine olan ihtiyaç her geçen gün daha da kendini hissettiriyor.
Geçim sıkıntısına çözüm bulmanın yolları arasında toplumun ekonomik eğitimden geçmesi, tasarruf bilincinin artırılması ve gelir adaletsizliğinin minimize edilmesine yönelik adımlar bulunuyor. Bunun yanı sıra, istihdam olanaklarının genişletilmesi ve enflasyonu kontrol altına alacak politikaların uygulamaya konulması gerektiği sıkça vurgulanıyor.
(Dilvin Altıkardeş)