
Otizm, nörogelişimsel bir bozukluk olup, sosyal etkileşim, iletişim ve davranışlarda tekrarlı desenlerin görüldüğü bir durumdur. Uyaran eksikliği, çevreden gelen sosyal sinyalleri, duyusal girdileri veya etkileşimleri doğru bir şekilde işlemekte zorlanma durumunu ifade eder.
Çocukluk çağı otizm spektrum bozukluklarının tanımında, uyaran eksikliği sıklıkla belirtiler arasında yer alır. Bu belirti, otistik çocukların sosyal etkileşimlerde, duygusal ifadeleri anlamada, göz teması kurmada ve başkalarıyla etkileşime girmekte zorlandıkları şekilde ortaya çıkabilir. Ayrıca, uyaran eksikliği, çocuğun çevresel uyaranlara ya da dikkatini çeken diğer etkenlere tepki verme kapasitesinin azalması şeklinde de görülebilir.
Otizmde uyaran eksikliği, çocuğun çevresinden gelen duyusal uyaranlara aşırı duyarlılık veya aşırı duyarsızlık şeklinde değişikliklerle birlikte görülebilir. Örneğin, bazı otistik çocuklar aşırı gürültü veya parlak ışıklara karşı aşırı duyarlı olabilirken, diğerleri bu tür uyaranlara duyarsız olabilirler.
Birçok araştırma, otizmde uyaran eksikliğinin, beyindeki duyusal işleme alanlarındaki farklılıklarla ilişkili olduğunu göstermektedir. Otizm spektrum bozukluğu olan bireylerin beyinlerinde, duyusal bilgiyi işleme ve yorumlama süreçlerinde anormallikler olabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle, çocuklarda otizm belirtileri değerlendirilirken, uyaran eksikliği belirtileri de göz önünde bulundurulmalı ve uygun değerlendirme ve müdahaleler planlanmalıdır.
Uyaran eksikliği, otizmle karıştırılabilecek diğer durumlarla da benzerlik gösterebilir. Örneğin, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) gibi diğer nörogelişimsel bozukluklar veya duyusal işleme bozukluğu gibi başka sağlık sorunları da benzer belirtilere neden olabilir. Bu nedenle, doğru tanı ve uygun müdahale için uzman bir değerlendirme önemlidir.
(Fatma Hatun Altıkardeş)