Son yıllarda devlet destekleriyle birlikte kadınların üretim süreçlerindeki rolü giderek artıyor. Ekonomik kalkınmayı hızlandırmak ve toplumsal eşitliği güçlendirmek adına çeşitli programlar uygulamaya alındı. Tarımdan sanayiye, teknolojiden hizmet sektörüne kadar birçok alanda kadın girişimcilerin sayısında ve iş gücüne katılım oranında önemli bir artış yaşanıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun son verilerine göre, kadınların iş gücüne katılım oranı son senelerde yüzde 35'e ulaştı. Bu oran, son 10 yıl içinde yüzde 25 seviyelerinden yükselerek dikkat çekici bir artışı işaret ediyor. Özellikle tarım ve kadın kooperatifleri üzerinden ilerleyen projeler, hem yerelde üretimi destekliyor hem de kadınlara gelir kapısı açarak ekonomik bağımsızlık sağlıyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın desteğiyle son dönemde yürütülen Kadın Girişimciliği Destek Programları'nda da önemli başarılar elde edildi. Bakanlık tarafından sağlanan teşvikler, kadınların teknoloji alanında daha aktif rol almasını sağladı. Son yapılan araştırmalardan biri ise özellikle mikro krediler aracılığıyla iş kuran kadın girişimcilerin yüzde 60’ının bir yıl içerisinde sürdürülebilir bir işletme yapısı kurmayı başardığını ortaya koydu. Bu sonuçlar, devlet desteklerinin ekonomik büyümeye etkisini gözler önüne seriyor.
Kadın kooperatifleri de bu süreçte kilit bir rol üstleniyor. 2023 yılında Türkiye genelinde yaklaşık 600 kadın kooperatifi aktif bir şekilde faaliyet gösterdi. Girişimci kadınlar buralarda üretimden pazarlamaya kadar birçok alanda bilgi ve deneyim paylaşarak birlikte kazanç sağlıyor. Ayrıca kooperatiflerin kırsal kalkınmaya olan olumlu katkıları dikkat çekiyor, zira bu yapılar sayesinde köy ve kasabalarda üretkenlik artarken bu bölgelerdeki kadın istihdamı da yükseliyor.
Uzmanlara göre, kadınların üretimde daha fazla yer alması sadece ekonomik büyümeyi hızlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendiren bir yapı inşa ediyor. Devletin bu doğrultudaki desteklerinin artarak sürmesi durumunda, uzun vadede iş gücü piyasasında daha dengeli bir yapı oluşacağı öngörülüyor.
(Sema Yüksel Güngörmez)