
Öne çıkan araştırmalardan birine göre tüketicilerin yüzde 78’i, internette kendileri hakkında toplanan verilere dair endişe duyuyor ve daha şeffaf bir politika talep ediyor. Bu durum, özellikle üçüncü taraf çerezlerin kademeli olarak kullanım dışı bırakılması sürecini hızlandırdı. Google, bu konuda attığı adımlarla 2024 itibarıyla üçüncü taraf çerezleri tamamen kaldırmayı planlıyor. Aynı zamanda Avrupa Birliği’nin yürürlüğe koyduğu Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) ve benzer şekilde birçok ülkede uygulamaya geçen yerel veri koruma yasaları, reklamcıların artık kullanıcı verilerini eskisi kadar rahat toplayamaması anlamına geliyor.
Bu kısıtlamalar hem küçük işletmeler hem de büyük markalar için ciddi uyum süreçlerini beraberinde getiriyor. Reklam stratejilerinin daha fazla ilk taraf verisine dayanması gerektiği bu yeni dönemde, markaların kendilerine ait müşteri verilerine yatırım yapmaları kritik önem taşıyor. Örneğin, e-posta pazarlaması gibi veri tabanlı çözümlerle yeniden hedefleme stratejileri daha popüler hale gelebilir. Ancak uzmanlar arasında bu yöntemlerin, çerez tabanlı dijital reklam kadar etkili olup olmayacağıyla ilgili tartışmalar sürüyor.
Öte yandan, kullanıcılar açısından değerlendirildiğinde daha güvenlik-odaklı bir internet deneyimini mümkün kılacak bu dönüşüm, birçok kişi tarafından olumlu karşılanıyor. Ancak ücretsiz içerik erişimine alışkın olan kullanıcılar, bu durumun uzun vadede içerik üreticilerini olumsuz etkileyip etkilemeyeceği konusunda ikiye ayrılmış durumda. Reklam gelirlerine bağımlı platformların, kısıtlamalar nedeniyle finansal açıdan daralması bekleniyor ki bu da mevcut iş modellerinde değişikliklerin kaçınılmaz olduğunu gösteriyor.
Dijital reklamcılığın geleceği belirsizliğini korurken sektör temsilcileri, kullanıcı güvenliği ile kişiselleştirilmiş deneyim arasındaki dengeyi bulmanın önemine dikkat çekiyor. Şeffaflık odaklı bir yaklaşımın, tüketici güvenini artırarak markaların uzun vadede daha güçlü ilişkiler kurmasına imkan sağlayabileceği belirtiliyor.
(Özkan Güngörmez)