
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından yayımlanan son raporlar, ülkemizin ihracat kapasitesinin 2023 itibarıyla ciddi bir artış gösterdiğini vurguluyor. Raporda, özellikle Avrupa Birliği ülkelerine yapılan ihracatta yüzde 15’lik büyüme kaydedildiği belirtiliyor. Bunun yanında Asya, Afrika ve Güney Amerika ülkeleriyle yürütülen ticari ilişkilerin de genişletilerek yeni pazarların keşfedildiğine dikkat çekiliyor. Türkiye’nin serbest ticaret anlaşmaları ve bölgesel iş birlikleriyle dış pazarlardaki etkisini artırdığı açıkça görülüyor.
Dünya genelinde ise dış ticaret trendlerini izlemek oldukça kritik. McKinsey & Company’nin küresel ticaretle ilgili yayımladığı araştırmada, 2030 yılına kadar dijital platformların dış ticarette büyük bir dönüşüm yaratacağı ifade ediliyor. Blockchain teknolojisi, akıllı kontratlarla işlem hızını artırırken, e-ticaret altyapılarının daha da güçleneceği tahmin ediliyor. Sürdürülebilirlik konusundaki hassasiyetin ise dış ticarette ürün tercihlerini yeniden şekillendireceği öngörülmekte.
Uzmanlara göre, bu olumlu tablo aynı zamanda çeşitli zorluklara da işaret ediyor. Küresel ekonomik belirsizlikler, değişen faiz oranları ve uluslararası politikadaki gerilimler dış ticaretin kırılgan noktalarını oluşturuyor. Ticaret savaşları ve yeni korumacılık politikaları da sektörde risklerin arttığını gösteren diğer faktörler arasında yer alıyor. Ancak, doğru stratejilerle bu zorlukların fırsata dönüştürülmesi mümkün.
Dış ticaret alanına yatırım yapmak isteyen girişimciler için uzmanlar önemli tavsiyelerde bulunuyor. Yeni nesil teknolojilere adaptasyon, yenilikçi ürün geliştirme ve lojistik süreçlerde dijital çözümler kullanımı öncelikli olarak önerilen stratejiler arasında yer alıyor. Ayrıca sürdürülebilirlik odaklı üretim modelleri benimsemek, artan çevre bilinci sayesinde markaların uluslararası arenada büyümesine katkı sağlıyor.
(Dilvin Altıkardeş)