
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı son verilere göre, ithalat rakamlarında son üç ayda yüzde 15’e yakın bir düşüş yaşandı. Bu düşüşte, döviz kurlarındaki dalgalanmaların yanı sıra küresel tedarik zincirindeki sorunlar ve ithalatçı firmaların yeni finansman kaynaklarına ulaşmakta zorlanmaları önemli rol oynuyor. Özellikle ara mal ve ham madde ithalatına bağımlı olan sektörler, artan maliyetlerden ve azalan tedariklerden dolayı üretimde yavaşlama riskiyle karşı karşıya.
Ekonomistlere göre, dolar kurunun yükselişi yalnızca ithalat üzerindeki baskıyı artırmakla kalmıyor, aynı zamanda enflasyonu da körüklüyor. Çünkü ithal girdilere dayalı birçok ürün grubu, nihai tüketiciye daha yüksek fiyatlarla sunuluyor. Bu durum, tüketici üzerinde hem ekonomik hem de psikolojik ağır bir yük oluşturuyor. Ekonomistler konuyla ilgili şu değerlendirmede bulunuyor: “Döviz kurlarındaki artış, firmaların tedarik zincirlerini yeniden yapılandırmalarını zorunlu hale getiriyor. Ancak bu kısa vadede kolaylıkla çözülecek bir sorun değil; bu nedenle önümüzdeki süreçte ithal malların azalması ve yerli üretimin yeterli olmadığı alanlarda kıtlıklar yaşanabilir.”
Sanayi sektörü temsilcileri de durumun ciddiyetine dikkat çekiyor. Makine ve ekipman ithalatındaki azalmanın üretimde yavaşlama yaratabileceğini vurgulayan yetkililer, özellikle teknoloji ve enerji gibi stratejik alanlarda acil önlemler alınması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, birçok firmanın yeni döviz kredisi temin etmekte zorlanması, üretim kapasitelerinin düşmesine neden oluyor.
Çözümler arasında yerli üretimi destekleyen teşviklerin artırılması, dövize bağımlılığı azaltacak uzun vadeli planlar yapılması ve finansman kanallarının genişletilmesi yer alıyor. Fakat tüm bu adımların ekonomiye olumlu yansımasının zaman alacağı düşünülüyor.
(Dilvin Altıkardeş)