
Lojistik firmaları tarafından yapılan denemelerde, drone'ların hafif ve orta ağırlıklı paketleri belirlenen noktalara güvenli bir şekilde ulaştırabildiği kanıtlandı. Özellikle kırsal bölgeler ve ulaşımın zor olduğu yerlerde kullanılacak drone'ların, hem zaman tasarrufu sağlayacağı hem de maliyetleri düşüreceği belirtiliyor.
Araştırmalara göre, bir drone ortalama olarak saatte 40 ila 60 kilometre hızla hareket edebiliyor ve uçuş mesafesi modeline bağlı olarak 10 ila 30 kilometre arasında değişiyor. Gelişen batarya teknolojisi sayesinde bu mesafelerin artması beklenirken, karbon salınımının sıfıra yakın olması çevresel faydalarını da göz önüne seriyor.
Türkiye'de de bu alanda önemli çalışmalar yapılıyor. Özellikle genç girişimciler ve teknoloji firmaları, drone ile taşımacılık üzerine projeler geliştiriyor. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde pilot uygulamaların başlamasıyla, bu teknoloji günlük yaşamda daha fazla kendini göstermeye başlayabilir.
Drone kargo taşımacılığının önündeki en büyük engellerden biri ise yasal düzenlemeler ve hava sahası kontrolü. Uzmanlar, bu konunun çözülmesinin teknolojinin yaygınlaşması açısından kritik olduğunu vurguluyor. Ayrıca hava şartları ve yük kapasitesi gibi teknik sorunların çözümü için de Ar-Ge çalışmaları hız kesmeden sürüyor.
Drone'ların kargo taşımacılığına dahil olması, lojistik sektöründe yeni bir çağ başlatıyor. Yalnızca hızlı teslimat avantajı sunmakla kalmayan bu teknoloji, çevre dostu yaklaşımla da dikkat çekiyor. Önümüzdeki yıllarda daha geniş alanlarda görmek mümkün olacak bu yenilik sayesinde, taşımacılık sektörü köklü bir değişim yaşayabilir.
(Özkan Güngörmez)