
Yapılan araştırmalar, obezitenin sağlık bütçelerine olan yüküne dikkat çekiyor. Harvard Üniversitesi tarafından yürütülen kapsamlı bir çalışmaya göre, obezite kaynaklı hastalıklar için yapılan sağlık harcamaları birçok ülkede toplam sağlık giderlerinin yüzde 8-10'unu oluşturuyor. Bu hastalıklar arasında diyabet, kardiyovasküler sorunlar ve eklem rahatsızlıkları öne çıkıyor. Ekonomistlere göre ise bu tür harcamaların artması, kamu maliyesinde başka alanlarda yapılabilecek yatırımları sınırlıyor.
Obezitenin ekonomik etkileri yalnızca sağlık harcamalarıyla sınırlı değil. Birçok araştırma, iş gücü kaybının da obeziteyle doğrudan bağlantılı olduğunu ortaya koyuyor. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yayınlanan bir rapor, obez bireylerin işe devamsızlık oranlarının daha yüksek olduğunu ve iş yerinde üretkenliklerinin düştüğünü belirtiyor. İş gücü verimliliğindeki bu azalma, hem şirketler için maliyetlerin artmasına hem de ülkelerin genel ekonomik büyüme oranlarının yavaşlamasına neden oluyor.
Bu durumun önlenmesi için uzmanlar hükümetlere acil önlem çağrısında bulunuyor. Fiziksel aktivite ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının teşvik edilmesine yönelik kampanyalar, obeziteyle mücadelede önemli bir adım olarak görülüyor. Finlandiya ve Japonya gibi bazı ülkelerde uygulanan ulusal programlar, obezite oranlarının düşürülmesinde dikkat çekici başarılar elde etti. Özellikle okullarda sağlıklı beslenme eğitimleri ve toplumda spor faaliyetlerine daha fazla yer verilmesinin olumlu sonuçlara yol açtığı ifade ediliyor.
(Fatma Hatun Altıkardeş)