
DSÖ'nün yayımladığı son raporlara göre, COVID-19 pandemisinin ardından halk sağlığı sistemleri pek çok ülkede toparlanmaya çalışıyor, ancak bu süreçte yeterince önlem alınmadığı takdirde yeni salgınların küresel bir krize dönüşmesi kaçınılmaz. Raporda, dünya genelinde bağışıklık sistemlerini tehdit eden mevcut ve potansiyel enfeksiyon hastalıkları sıralandı. Bunlar arasında, grip benzeri solunum yolu virüsleri, antibiyotiklere dirençli bakteriler ve henüz ismi duyulmamış ancak risk taşıyan yeni mikroorganizmalar yer alıyor. Uzmanlar, özellikle en son keşfedilen Nipah virüsü gibi hastalıkların yüksek ölüm oranlarına sahip olması sebebiyle uluslararası iş birliğinin hızlandırılması gerektiğini söylüyor.
Bilimsel çalışmalar da DSÖ'nün bu uyarılarını destekler nitelikte. Nature dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, Amazon ormanları gibi biyolojik çeşitliliğin yüksek olduğu bölgelerdeki tahribatlar, vahşi hayvanlardan insanlara geçebilecek virüslerin sıçrama riskini çok daha fazla artırıyor. Yine aynı çalışmada, küresel ısınmanın etkisiyle birlikte sivrisineklerin başlıca taşıyıcı olduğu Zika ve Dang humması gibi hastalıkların daha geniş coğrafyalara yayıldığı ortaya çıkarıldı.
Uzmanlar, gelecekteki salgınları engellemek için birkaç temel adımın üzerinde duruyor. İlk olarak, erken uyarı sistemlerinin güçlendirilmesi gerektiği savunuluyor. Ayrıca her ülkenin kendi sağlık altyapısını modernize etmesi ve hızlı müdahale mekanizmalarını oluşturması önem taşıyor. Aşı geliştirme teknolojilerinin hızlandırılması ve yaygınlaştırılması da önlemler arasında kritik bir yer tutuyor.
(Özkan Güngörmez)