
Güncel bir rapora göre, dünya genelinde bulaşıcı hastalıklara bağlı ölümler hala yüksek seviyelerde seyrediyor. Özellikle COVID-19 sonrası dönemde, bağışıklık sistemindeki zayıflamaların ve sağlık hizmetlerine erişimdeki aksaklıkların olumsuz etkileri gözlemleniyor. DSÖ’nün yayınladığı 2024 verilerine göre, solunum yolu hastalıkları, hala küresel çapta ilk beş ölüm nedeni arasında yer alıyor.
Diğer yandan, kronik hastalıklara ilişkin yeni bulgular da dikkat çekici. Uzun yıllar süren bir çalışmanın sonuçları, fiziksel aktivite eksikliği ve obezitenin, diyabet, kalp hastalıkları ve bazı kanser türlerinin gelişiminde en büyük risk faktörleri arasında bulunduğunu doğruladı. Araştırmacılar, sağlıklı yaşam alışkanlıklarını teşvik eden politikaların daha etkili uygulanmasının önemine işaret ediyor.
DSÖ aynı zamanda, iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkilerine de değiniyor. Artan sıcaklıklar ve çevresel bozulmalar, tropikal bölgelerdeki bulaşıcı hastalıkların yayılma hızını artırırken, temiz su ve gıdaya erişimde yeni zorluklar yaratıyor. Bilim insanları, uluslararası iş birliğinin ve toplum temelli stratejilerin hayati önem taşıdığı konusunda hemfikir.
Uzmanlar, bireysel önlemlerin yanı sıra devlet politikalarının da bu konulara duyarlılık göstermesi gerektiğini dile getiriyor. Özellikle eğitim programları, aşı kampanyaları ve kamu farkındalığını artıran uygulamaların yaygınlaştırılması öneriliyor. Toplumun her kesiminin bir araya gelerek, gelecekte daha dirençli bir sağlık sistemi inşa edilmesine katkıda bulunması gerektiği hatırlatılıyor.
(Dilvin Altıkardeş)