Günümüz dünyasında teknoloji, hayatın her alanına hızla entegre olurken eğitim sistemi de bu dönüşümden nasibini aldı. Özellikle dijitalleşme süreci, geleneksel eğitimin alışıldık sınırlarını aşarak daha erişilebilir, esnek ve bireysel ihtiyaçlara uygun bir yapıya bürünmesine olanak sağlıyor. Dünyanın pek çok ülkesi, eğitim sistemlerini bu yenilikçi akıma adapte etmek için çeşitli projeler ve yatırımlarla gelişim göstermek adına ciddi adımlar atıyor.
Son yapılan araştırmalar, dijital eğitim materyallerinin kullanılmasının öğrencilerin öğrenme performansını %20’ye varan oranlarda artırabildiğini ortaya koyuyor. Türkiye’de ise Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, EBA gibi dijital platformlar üzerinden yürütülen eğitim faaliyetlerine katılım son üç yıl içinde %40 oranında artış gösterdi. Bu veriler, özellikle pandemi sonrası dönemde teknolojinin eğitim üzerindeki etkisinin giderek güçlendiğini gözler önüne seriyor.
Uzmanlar, dijitalleşmenin sadece öğrenci değil, öğretmen deneyimini de önemli ölçüde değiştirdiğini vurguluyor. Uzaktan eğitim araçlarının yaygınlaşması ve teknolojik cihazların eğitime entegrasyonu, öğretmenlere sınıflarını daha etkin yönetme ve ders içeriklerini kişiselleştirme fırsatı sunuyor. Bunun yanı sıra yapay zeka destekli yazılımlar sayesinde öğrencilerin bireysel öğrenme hızları ve eksiklikleri daha iyi takip edilebiliyor.
Öte yandan dijitalleşmenin bazı zorlukları da yok değil. Kırsal bölgelerdeki teknolojik altyapı eksiklikleri, dijital eğitimden eşit faydalanma konusunda hala büyük bir engel teşkil ediyor. Ayrıca ekran sürelerinin uzaması ve yüz yüze iletişimin azalması gibi faktörler, öğrenme sürecinde sosyal becerilerin gelişimini olumsuz yönde etkileyebiliyor.
(Ramazan Gültaş)