Eğitimin temel hedefi, bireyleri hayata en iyi şekilde hazırlamak olarak öne çıkıyor. Çocukların sadece akademik bilgilerle değil, aynı zamanda sosyal, duygusal ve fiziksel becerilerle donatılması gerektiği, yapılan son araştırmalarla bir kez daha ortaya kondu. Uzmanlar, bireyin yaşam boyu başarılı olabilmesi adına bu çok yönlü yaklaşımın eğitimin merkezinde yer alması gerektiğini vurguluyor.
Araştırma bulgularına göre, çocukların zihinsel gelişimlerinin yanı sıra problem çözme yeteneklerinin erken yaşlarda geliştirilmesi onların ileriki yaşamlarında daha yüksek başarı seviyeleri yakalamalarını sağlıyor. Harvard Üniversitesi Eğitim Fakültesi tarafından gerçekleştirilen bir çalışmada, çocukların oyun bazlı öğrenme modellerine katıldığında özgüven artışı, empati geliştirme ve takım çalışması becerilerinde gözle görülür iyileşmeler olduğu ifade edildi. Çalışma ayrıca, bu tür yöntemlerin zorlu yaşam koşullarına karşı dayanıklılığı artırdığına dikkat çekiyor.
Uzmanlar ayrıca, eğitim sistemlerinde hala bilgi aktarımına dayalı klasik yöntemlerin ağırlıkta olmasının modern dünyada yeterli olmadığını belirtiyor. Bu nedenle artık eğitimin yalnızca "bilgi verme" amacını taşıyan bir süreç olmaktan çıkarılıp bireyin sosyal ve duygusal zekasını geliştiren bir yaşam becerisi programı haline dönüştürülmesi gerektiği düşüncesi hızla yayılıyor. Son yıllarda Finlandiya gibi ülkelerde uygulanan yenilikçi eğitim modelleri bu konuda tüm dünyaya ilham veriyor. Örneğin, Finlandiya’nın "fenomen tabanlı öğrenme" sistemi öğrencilerin gerçek hayattaki durumlardan hareketle öğrenim süreçlerine adapte olmalarını sağlıyor.
(Ayşe Candan)