
Son yapılan araştırmalar, ebeveynlerin sosyal medya hesapları üzerinden çocuklarıyla ilgili paylaştıkları fotoğrafların ve bilgilerin, gelecekte farklı şekillerde kötü niyetli kişiler tarafından kullanılabileceğini ortaya koyuyor. Uzmanlara göre, "sharenting" olarak adlandırılan bu durum, yani ebeveynlerin çocuklar hakkında sosyal medyada sıklıkla paylaşım yapması, çocukların mahremiyetini tehlikeye atabiliyor. Bugünden kontrolsüz yapılan bu paylaşımlar, çocuğun yetişkin bir birey olduğu dönemde hem kimlik hırsızlığı gibi siber suçlara hem de duygusal travmalara yol açabilir.
Bir başka önemli konu ise, teknolojinin erken yaşta sınırsız kullanımı sonucu ortaya çıkan dijital bağımlılık ve dikkat dağınıklığı sorunları. Araştırmalara göre, uzun süre ekran karşısında kalan çocuklarda dil gelişimi gerileyebiliyor, sosyal beceriler zayıflıyor ve dikkat süreleri kısalıyor. Bu durum da çocukların akademik başarılarını ve genel ruh sağlığını ciddi şekilde etkileyebiliyor.
Ebeveynler ne yapabilir? Öncelikle uzmanların en temel önerisi, çocuklara ekran kullanımında sınır koymak. Çocukların hangi içeriklere erişim sağladığını kontrol etmek ve mümkün olduğunca kaliteli, eğitici içeriklere yönlendirmek önem taşıyor. Ayrıca sosyal medyada yapılan paylaşımlar konusunda da daha bilinçli hareket edilmeli. Çocuklara ait paylaşımların erişim ayarları kontrol edilmeli ya da mümkünse tamamen kaçınılmalı.
Unutulmamalı ki çocukların bugünkü dijital izleri, yarının büyük veri dünyasında kalıcı sonuçlara yol açabilir. Hem fiziksel hem de dijital dünyanın güvenliğini sağlamak için ebeveynlerin bu konuda bilinçlenmesi artık bir gereklilikten öte bir zorunluluk haline gelmiştir. Çocukların sağlıklı gelişimi için dijital dünyanın hem avantajlarını hem de risklerini anlamak kritik öneme sahiptir.
(Ayşe Candan)