
Otomobil analistlerinin yaptığı değerlendirmelere göre fiyatlardaki bu düşüşün birkaç temel sebebi bulunuyor. İlk olarak, pil teknolojisindeki gelişmeler dikkat çekiyor. Daha ucuz ve verimli bataryaların üretilmesi, elektrikli araç maliyetlerini önemli ölçüde düşürdü. Lityum iyon bataryaların üretim maliyetleri 2010 yılında kilovat saat başına yaklaşık 1000 dolarken, bu maliyet günümüzde 150 doların altına kadar düştü. Uzun vadede, yeni nesil batarya teknolojilerinin bu maliyetleri daha da aşağı çekmesi bekleniyor.
Bir diğer neden ise talep artışıyla birlikte ölçek ekonomisi avantajlarının devreye girmesi oldu. Elektrikli araçlara olan ilginin artmasıyla üretim adetlerinin yükselmesi, birim başı maliyetleri düşürdü. Örneğin, Avrupa ve Çin'deki çevre politikaları ve teşvik programları, bu talebi güçlendiren en önemli etkenlerden biri olarak öne çıkıyor.
Fiyatlardaki bu düşüşteki üçüncü temel etken ise sektörde artan rekabet oldu. Tesla'nın pazara getirdiği yenilikçi yaklaşım sonrası dünya genelinde onlarca yeni elektrikli araç markası piyasaya giriş yaptı. Özellikle Çin merkezli markalar, daha uygun fiyatlı modelleriyle sektörde oyun değiştirici bir rol üstleniyor. Rekabetin artmasıyla birlikte neredeyse her firma, araçlarını daha uygun fiyatlandırma çabasına girdi.
Tüm bu olumlu tabloya karşın bazı analistler, düşük fiyatların üretici firmalar üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğine dikkat çekiyor. Çoğu üreticinin elektrikli araç sektöründe kâr marjlarının hâlâ düşük olduğu ifade ediliyor. Bu da özellikle küçük ve yeni üreticilerin finansal açıdan zorlanmasına yol açabilir. Ayrıca, fiyatların düşmesi sektördeki sürdürülebilirliği tehdit eden bir unsur olarak görülüyor.
(Ramazan Gültaş)