
Enerji sektörü uzmanlarının katkılarıyla hazırlanan raporda, evde çalışma sürecine geçişin beklenenden daha büyük bir enerji yükü yarattığı ifade ediliyor. Özellikle Türkiye genelinde yapılan saha araştırmaları, pandemi öncesi döneme kıyasla ev içi elektrik kullanımında yüzde 25 ila 30 arasında bir artış olduğunu ortaya koyuyor. Bilgisayarlar, ekranlar, modemler ve sürekli çalışan ısıtma-soğutma cihazları bu artışın ana aktörleri arasında yer alıyor.
Bir enerji analisti, bu artışı değerlendirdiği açıklamasında şu detaylara dikkat çekti: Evden çalışan bireyler, aslında bir ofiste kullanılan enerji tüketimini evlerine taşıyor. Bu durum bireysel kullanıcıların enerji faturalarını artırırken, toplam enerji dağılımında da kayması sebep oluyor. Sonuç olarak bireylerin yükleri hafifletilirken, merkezi ofislerdeki enerji tüketimi azalmış olmuyor çünkü bu sistem çoğu zaman hibrit bir düzende ilerliyor.
Araştırmanın bulgularına göre elektrik tüketiminde en büyük artış 09.00-18.00 saatleri arasında yaşanıyor. Mesai saatlerine denk gelen bu süreçte, insanlar kahve makineleri, mikrodalga fırınlar ve elektrikli şarj cihazlarını çok daha sık kullanıyor. Özellikle teknolojik cihazlarla geçirilen yoğun saatlerin dışında, gün içinde sürekli çalışan aydınlatma sistemleri de tüketim oranlarını artıran unsurlar arasında.
Uzmanlar, bu artışın olumsuz etkilerini azaltmak için bazı önerilerde bulunuyor. Çalışma sırasında doğal ışığı maksimum seviyede kullanmak, enerji tasarruflu ampuller kullanmak ve ihtiyaç duyulmayan cihazları prizden çıkarmak hem faturaları düşürmek hem de çevre üzerindeki karbon ayak izini azaltmak için alınabilecek basit ama etkili önlemler arasında sayılıyor.
Öte yandan, artan elektrik faturalarıyla başa çıkmaya yönelik devlet teşvikleri veya enerji firmalarının sunduğu kampanyalar konusu aceleye getirilmeyen bir süreç olarak değerlendiriliyor. Elektrik dağıtım şirketleri ise yenilikçi çözümleri devreye sokup hibrit çalışmaya ayak uydurma planlarını gündemlerine aldıklarını belirtiyor.
(Ramazan Gültaş)