
Radon gazı, doğal olarak yer altındaki kayalıkların çürümesi sonucu ortaya çıkan radyoaktif bir gazdır. Bu gaz, toprağın altındaki çatlaklardan ve temel arasındaki boşluklardan evlere sızabilir.
Uzmanlar, radon gazının uzun süreli maruz kalmanın akciğer kanseri riskini artırdığını belirtiyor. Sigaradan sonra akciğer kanserinin en önemli ikinci sebebi olarak kabul edilir. Radon gazı solunduğunda, akciğerlerde bulunan hücrelere zarar verir ve bu da zamanla kansere yol açabilir. Özellikle kapalı alanlarda uzun süre kalan insanlar, bu riskle daha fazla karşı karşıya kalabilirler. Radon gazı, renksiz ve kokusuz olduğu için fark edilmesi zor olabilir, bu nedenle ev sahiplerinin düzenli olarak radon seviyelerini kontrol ettirmeleri öneriliyor.
Araştırma Bulguları:
*Amerikan Kanser Derneği: 2018 yılında yapılan bir araştırma, radon gazına maruz kalmanın akciğer kanserine yakalanma riskini %26 oranında artırdığını bulmuştur.
*Ulusal Halk Sağlığı Enstitüleri (NIH): 2020 yılında yapılan bir araştırma, yüksek radon seviyelerine maruz kalmanın akciğer kanserine yakalanma riskini %80'e kadar artırabileceğini bulmuştur.
*Türkiye Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı: 2021 yılında yapılan bir araştırma, Türkiye'de evlerin 'ünde radon seviyelerinin kabul edilebilir sınırın üzerinde olduğunu bulmuştur.
Türkiye'de yapılan bir araştırmaya göre, radon maruziyeti akciğer kanseri riskini %50'ye kadar artırabilir.
Sağlık otoriteleri, radon seviyeleri yüksek olan evlerde basit önlemler alarak bu riski azaltmanın mümkün olduğunu belirtiyor. Örneğin, evin alt katlarında ve bodrumlarda havalandırma sistemlerinin düzenli bakımı ve temizliği yapılmalı, ayrıca sızdırmazlık kontrolleri düzenli olarak yapılmalıdır.
Bu yeni bulgular ışığında, radon gazının evlerdeki sağlık risklerinin önemli olduğu vurgulanıyor ve ev sahiplerine düzenli olarak radon seviyelerini kontrol ettirmeleri ve gerekli önlemleri almaları çağrısı yapılıyor.
(Özkan Güngörmez)