Son yıllarda dijitalleşme ve teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte gençler arasında yeni bir olgu dikkat çekiyor: Sanal göç. Bu fenomen, genç bireylerin fiziksel sınırların ötesine geçerek dijital dünyalara taşınması ve burada aidiyet oluşturmaları sürecini ifade ediyor.
Yapılan araştırmalara göre, özellikle 18-30 yaş arası gençlerin bu yönelimi giderek artıyor. Uluslararası Bilgi Teknolojileri ve Sosyoloji Enstitüsü tarafından 2023 yılında yapılan bir araştırmada, katılımcıların yüzde 63'ü sanal ortamları "yaşadığı yer kadar önemli bir sosyal alan" olarak tanımladı. Araştırmalarda gençlerin bu dijital topluluklarda ekonomi, kültür ve hatta bireysel kimliklerini yeniden yapılandırdığı ortaya çıktı.
Peki, sanal göçün sebepleri neler? Uzmanlar, ekonomik sebepleri ve globalleşmenin getirdiği sosyal değişimleri öne çıkarıyor. Özellikle ekonomik krizlerin derinleştiği ülkelerde, gençler daha iyi fırsatlar bulabilecekleri uluslararası dijital platformlara yöneliyor.
Aynı şekilde, küresel oyun platformları, video paylaşım siteleri ve sanal meslek ağları gençler için birer "göç noktası" haline gelmiş durumda. Sanal göçün avantajları kadar riskleri de bulunuyor. Dijital dünyada kurulan ilişkilerin samimiyetinden şüphe duyulması, kişisel güvenlik sorunları ve zaman yönetimi problemleri başlıca riskler olarak öne çıkıyor.
Psikologlar, sanal dünyanın gerçek hayatla dengelenmesi gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor. Uzmanlar ayrıca eğitim kurumlarının ve politika yapıcıların bu olguyu anlamada ve yönlendirmede önemli bir rol oynadığını belirtiyor. Dijital okuryazarlığın artırılması, genç bireylerin sanal dünyada daha bilinçli hareket etmesini sağlayabilir.
(Dilvin Altıkardeş)