
Son dönemde yapılan bir araştırma, halofit bitkilerin ekolojik fonksiyonlarını daha derinlemesine incelemeyi hedefledi. İstanbul Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen çalışmada, halofit türlerinin kök yapılarından toprak tutma kapasitelerine kadar birçok özellik detaylı bir şekilde analiz edildi. Araştırma sonucunda, bu bitkilerin yoğun kök ağlarının toprağı yerinde tutarak rüzgar ve suyun etkisini ciddi şekilde azalttığı tespit edildi.
Kumlu ve tuzlu topraklarda yaşamaya adapte olmuş bu bitki türleri, özellikle kıyı bölgelerinde ve erozyon riski yüksek alanlarda doğal bir bariyer görevi görüyor. Çalışmaya katılan uzmanlar, bu bitkilerin kullanımının ekosistemi desteklediğini belirterek şu açıklamayı yaptı: "Halofit bitkiler sadece erozyonla mücadelede değil, aynı zamanda biyolojik çeşitliliğin korunmasında da kilit rol oynuyor. Özellikle deniz kenarı ve tuz göllerine yakın ekosistemlerde bu bitkilerin yaygınlaştırılması çok önemli."
Araştırma sonuçları, halofit bitkilerin yalnızca doğal bir koruma sağlamadığını, aynı zamanda karbon tutma kapasitesiyle de iklim değişikliğiyle mücadelede katkı sunduğunu ortaya koyuyor. Dünyanın farklı bölgelerinde yapılan benzer çalışmalar da bu bulguları destekliyor. Örneğin Avustralya'da kıyı şeritlerinde uygulanan halofit rehabilitasyonu projeleri, toprak erozyonunun yüzde 30 oranında azaldığını gösterdi.
Halofit bitkilerle ilgili farkındalığın artırılması ve bu bitkilerin zorlu ekosistemlerde yaygınlaştırılması, hem toprak kayıplarının önüne geçmek için hem de doğal yaşam alanlarını korumak adına önem taşıyor. Uzmanlar, özellikle iklim değişikliği kaynaklı risklerin artmasıyla birlikte sürdürülebilir tarım ve erozyon kontrolü gibi alanlarda halofit bitkilere daha fazla yatırım yapılması gerektiğini vurguluyor.
(Ramazan Gültaş)