
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan alınan güncel verilere göre, ülke genelinde 2023 yılı itibarıyla toplam 380 hava kalitesi ölçüm istasyonu aktif olarak çalışıyor. Bu sayı, 2015 yılında 200 civarındayken geçen süre içinde yaklaşık ikiye katlandı.
Bu ölçüm istasyonları sayesinde şehirlerimizdeki hava kalitesi anlık olarak takip edilerek kamuoyuna sunuluyor. Ayrıca bu verilerin bilimsel çalışmalar için de kullanılabilir olması çevre politikalarının geliştirilmesinde önemli rol oynuyor. Uzmanlar, özellikle büyükşehirlerde artan nüfus ve sanayileşme nedeniyle hava kirliliğinin üstesinden gelmenin her zamankinden daha stratejik bir yaklaşım gerektirdiğini belirtiyor.
Son yapılan araştırmalara göre, en büyük hava kirliliği kaynakları arasında araç trafiği, sanayi tesisleri ve evsel ısınma yöntemlerinden kaynaklanan fosil yakıt kullanımı öne çıkıyor. Bununla birlikte, bazı bölgelerde odun, kömür gibi yakıtların kullanımının halen yaygın olması hava kirliliği değerlerini artırıyor. Uzmanların dikkat çektiği bir başka nokta ise mevsimsel etkiler. Özellikle kış aylarında artan partikül madde salınımı, şehirlerde nefes almayı zorlaştıracak seviyelere ulaşabiliyor.
Hava kalitesi ölçüm istasyonlarından alınan veriler, Avrupa Birliği standartlarına uygun olarak değerlendirilmekte ve PM10 ile PM2.5 gibi zararlı partikül maddelerin yoğunluğu ayrıntılı şekilde analiz ediliyor. Türkiye genelinde ise büyükşehirler dışında kıyı bölgeleri ve sanayi merkezleri gibi riskli bölgelerde yeni istasyonların kurulması planlanıyor. Yetkililer, bu çalışmaların halk sağlığını korumanın yanı sıra doğru politika üretimine zemin hazırladığını ifade ediyor.
Elde edilen bulgular yalnızca çevre dostu politikaların geliştirilmesine değil, aynı zamanda bireylerin günlük yaşamlarını da pozitif yönde etkiliyor. Örneğin pek çok şehirde anlık hava durumu raporlarının yanı sıra hava kalitesi bilgileri de mobil uygulamalar üzerinden paylaşılmaya başlandı. İnsanlar artık spor yapacakları saatten seyahat planlarına kadar daha bilinçli hareket edebiliyor.
Uzmanlar, önümüzdeki yıllarda yeşil enerji kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte hava kirliliğinin belirgin şekilde azalabileceğine işaret ediyor. Bununla beraber, bireysel farkındalığın artırılmasının da kritik öneme sahip olduğu belirtiliyor. Arabalardan bisiklet ya da toplu taşımaya geçişin teşvik edilmesi gerektiğini savunan uzmanlar, sanayi bölgelerindeki yeşil alan planlamalarının acil bir gündem olması gerektiğini vurguluyor.
(Ramazan Gültaş)