
Araştırma verilerine göre, 2023 itibarıyla Türkiye'deki sığınmacı sayısı resmi kayıtlarda 4 milyonu geçmiş durumda. Bunun yanında kayıt dışı göçmenlerin de olduğu düşünüldüğünde, bu sayının çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Sığınmacıların büyük bir çoğunluğu savaş ve istikrarsızlık nedeniyle ülkelerinden kaçıp Türkiye’ye ulaşmış olsa da, ekonomik nedenlerle gelenlerin sayısı da azımsanamayacak kadar yüksek. Uzmanlar, mevcut iltica sisteminin bu karmaşık durumu yönetmekte hem pratik hem de hukuki anlamda eksiklikler gösterdiğini dile getiriyor.
Göç Politikaları Çalışma Merkezi’nin yayımladığı raporda, iltica başvurularının değerlendirilme sürecinin oldukça uzun sürdüğü ve bu süreçte başvuru sahiplerinin belirsiz bir statüde tutulduğuna dikkat çekiliyor. Rapor ayrıca, kayıt dışı sığınmacıların büyük bir kısmının uluslararası hukuk standartlarına aykırı şekilde temel insani haklardan mahrum kaldığını da vurguluyor. Bu durum hem bireysel trajedilere yol açıyor hem de sosyal entegrasyonun sağlanmasını zorlaştırıyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (UNHCR) paylaştığı veriler ise global ölçekte alarm verici bir tablo çiziyor. Dünya çapında zorla yerinden edilmiş insan sayısı 100 milyonu aşarken, iltica başvurusunda bulunan kişi sayısı da tarihi seviyelere yükseldi. Türkiye gibi geçiş noktası ülkelerde bu durumun çok daha görünür hale geldiği ifade ediliyor.
Uzmanlar çözüm önerileri arasında; iltica sisteminin dijitalleştirilmesi, tüm süreçlerin şeffaf bir şekilde izlenebilir hale getirilmesi ve başvuruların değerlendirildiği sürelerin kısaltılması gerekliliğine dikkat çekiyor. Aynı zamanda, uluslararası iş birliğinin artırılması ve Avrupa Birliği başta olmak üzere diğer ülkelerin daha fazla sorumluluk üstlenmesi gerektiği vurgulanıyor.
(Ayşe Candan)