
Küresel ölçekte gerçekleştirilen bir anket çalışması, çalışanların yalnızca yüzde 50'sinin siber güvenlik konusunda düzenli bir eğitim aldığını gösteriyor. Şirketlerin bilgi güvenliğini korurken teknolojik altyapıya yatırım yapmalarına rağmen, insan faktörü üzerinde yeterince durulmaması büyük bir risk oluşturuyor. Çalışmada ayrıca, hataların genellikle yetersiz farkındalık, basit dikkat eksiklikleri ve karmaşık sistemlerin anlaşılmamasından kaynaklandığı belirtiliyor.
Uzmanlar, siber güvenlik eğitimlerinin sadece teknik ekiplerle sınırlı kalmaması gerektiğini vurguluyor. Tüm çalışanların farkında olmadığı veya yanlış uyguladığı bir güvenlik prosedürü, potansiyel bir saldırganın şirket ağına sızması için açık kapı bırakabilir. Örneğin, yapılan analizlerde kimlik avı saldırılarının önemli bir kısmının, çalışanların bilinçsizce kötü amaçlı e-postalara yanıt vermesiyle bağlantılı olduğu gözlemlendi.
Bu bağlamda eğitim programları, sadece tehditlere karşı korunma yöntemlerini öğretmekle kalmamalı, aynı zamanda olası saldırı senaryoları üzerinden pratik uygulamalara da odaklanmalıdır. Eğitimlerde yaratılan senaryolarla çalışanlar, siber saldırılara karşı daha hazırlıklı hale gelerek krizlere karşı proaktif davranabilir.
Siber güvenlik eğitiminin kurumlar için kritik bir yatırım olduğunu belirten uzmanlar, bu konunun sürdürülebilir bir güvenlik stratejisinin temel taşını oluşturduğunu vurguluyor. Şirketler, çalışanlarının dijital becerilerini geliştirmek adına düzenli eğitimler sağlamalı ve bu eğitimlerin başarı oranlarını ölçerek sürekli iyileştirme adımları atmalıdır.
Görünüşe göre yalnızca teknolojik çözümlerle güvenliği sağlamak mümkün değil. İnsan faktörünü göz önünde bulundurarak kapsamlı bir yaklaşım benimseyen kuruluşlar ise uzun vadede hem maddi hem de itibari kayıplardan korunabilir. İnsan hataları en aza indirildiğinde, siber saldırılara karşı daha güçlü ve dayanıklı bir savunma hattı oluşturmak mümkün olacak gibi görünüyor.
(Fatma Hatun Altıkardeş)