Son yıllarda toplumda artan bilinçlendirme çalışmaları, yasal düzenlemeler ve kadın haklarına yönelik hayata geçirilen projelerle birlikte, kadın cinayetlerine dair umut verici gelişmeler yaşandı. 2025 yılı verilerinin açıklanmasıyla bu alandaki ilerlemenin somut sonuçları gözler önüne serildi.
Adalet Bakanlığı ve Kadın Hakları İzleme Derneği tarafından düzenlenen ortak basın toplantısında sunulan rapora göre, 2025 yılı itibarıyla kadın cinayetlerinde yüzde 18'lik bir azalma görüldü. Bu oran, son beş yılın en yüksek düşüş oranı olarak kaydedildi.
Raporda, kadınların yaşam hakkını savunmaya yönelik politikaların daha etkili bir şekilde uygulanmasının bu düşüşte kilit rol oynadığı vurgulandı. Özellikle acil durum hatlarının etkinleştirilmesi, şiddet mağdurlarına yönelik hızlı müdahale mekanizmalarının artırılması ve şiddet uygulayan kişilere yönelik yaptırımların ağırlaştırılmasının sonuç üzerindeki etkisi dikkat çekti. Bunun yanı sıra, kamuoyunda yürütülen farkındalık kampanyaları ve eğitimler de toplumsal algının dönüşmesine büyük ölçüde katkı sağladı.
Verilere göre, kadın cinayetlerinde en çok azalma gösteren iller arasında İstanbul, Ankara ve İzmir yer alırken, kırsal bölgelerde ise bu düşüşün daha sınırlı kaldığı görüldü. Uzmanlar, kırsal bölgelerdeki geleneksel normlara dayalı şiddet vakalarını azaltmak için daha fazla kaynak ve eğitim yatırımı yapılması gerektiğini belirtiyor. Kadın Cinayetlerini Önleme Platformu tarafından yapılan ayrı bir analiz ise, Türkiye genelinde alınan tedbirlerin özellikle genç nesiller üzerinde daha pozitif bir etki yarattığını gösteriyor.
Yetkililer, bu olumlu tablonun sürdürülebilirliğinin önemli olduğuna dikkat çekiyor. Kadınların temel insan haklarından biri olan yaşam hakkını güvence altına almak için mevcut politikaların sürekli güncellenmesi gerektiği ifade ediliyor. Ayrıca, yerel yönetimlere daha fazla yetki verilmesi ve kadın dayanışma merkezlerinin güçlendirilmesi gibi öneriler tartışılıyor.
2025 verileri, geçmişte karanlık hikâyelere sahne olan bir alanın artık daha aydınlık bir yola girdiğini gösteriyor. Ancak uzmanlar, bu oranın yeterli olmadığına ve tamamen sıfır cinayet amacının toplumun ortak hedefi olması gerektiğine dikkat çekiyor.
(Sema Yüksel Güngörmez)