
Son araştırmalar, yağmur suyunun kanalizasyon hatlarını hızla doldurduğunu ve sistemin bu yükü kaldıramayarak taşkınlara neden olduğunu ortaya koyuyor. Çevre mühendisleri tarafından yapılan incelemelerde, şehir geneline yayılan pek çok eski hattın verimli çalışmadığı ve kapasite açısından yetersiz olduğu belirlendi. Ayrıca yağmur suyu ve kanalizasyon hattını ayırmayan sistemlerde taşkın riskinin daha yüksek olduğu tespit edildi.
Bir diğer önemli faktör ise kentleşme. Betonlaşmanın artması, doğal su tutucu alanların kaybına yol açarken yağmur suları şehir içinde birikmeye başlıyor. Bu durum yalnızca taşkın sorunlarını artırmakla kalmıyor; aynı zamanda çevreye ve insan yaşamına yönelik ciddi tehditler oluşturuyor. Kirlilik, kötü koku ve sağlık riskleri, taşkınlar sonucunda ortaya çıkan en yaygın problemler arasında yer alıyor.
Uzmanlar, kısa vadeli çözümlerin yerine kanalizasyon sistemlerinde kapsamlı bir dönüşüm öneriyor. Öncelikli olarak yağmur suyu ve kanalizasyon hatlarının ayrı yapılması gerekliliği üzerinde duruluyor. Ayrıca şehirlerde suyu emen yüzeylerin artırılarak doğal süzme alanlarının yeniden oluşturulması öneriliyor. Bu tür önlemlerin taşkın riskini azalttığı gibi çevreyi de daha sürdürülebilir hale getireceği belirtiliyor.
(Dilvin Altıkardeş)