
Geçtiğimiz yılın verileriyle yapılan kıyaslamalar, kira fiyatlarında özellikle metropol şehirlerde büyük bir sıçrama olduğunu ortaya koyuyor. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi şehirlerde konut fiyatlarının yükselişi, kira bedellerine yansıyan en önemli etkenlerden biri olarak kabul ediliyor. Örneğin, İstanbul’da ortalama bir dairenin kira bedeli yıldan yıla yüzde 50’ye varan oranlarda artış gösterdi. Bunun temel nedenleri arasında toplumda yaşanan hızlı nüfus artışı, konut arzının talebe karşı hala yetersiz kalması ve ekonomideki enflasyonist baskılar sayılabilir.
Özellikle İstanbul gibi yoğun göç alan şehirler, bu artışların odağında yer alıyor. Uzmanların yaptığı bir pazar analizi raporuna göre, Taksim gibi merkezi bölgelerdeki 1+1 dairelerin ortalama kira bedeli 15 bin TL bandını aşmış durumda. Bununla birlikte, büyükşehirlerin çevre ilçelerinde bile kira oranlarının artmaya devam ettiği görülüyor. Ankara’da Çankaya bölgesinde kira fiyatları son bir yılda yüzde 40 yükselirken, İzmir’in Bornova ilçesinde ise bu oran yüzde 35 civarında seyrediyor.
Kira artışlarının bir başka boyutu ise küresel dış etkilerden kaynaklanıyor. Türkiye’nin genel ekonomik gidişatı ve döviz kurundaki dalgalanmalar, inşaat maliyetlerine doğrudan yansıyor ve bu durum da kiralık konut stokunun erişilebilirliğini zorlaştırıyor. Emlak sektöründe yapılan görüşmeler, mülk sahiplerinin artan maliyetleri kiracılara yüklemek zorunda kaldığını belirtiyor. Aynı zamanda turist akımının yoğun olduğu bölgelerde kısa vadeli kiralamalara olan talebin de bu durumu daha kritik hale getirdiğine dikkat çekiliyor.
Peki, hükümet ve yerel yönetimler neler yapabilir? Uzmanlar, kira artışlarının kontrol altına alınabilmesi için ilk etapta sosyal konut projelerine ağırlık verilmesi gerektiğini ifade ediyor. Ayrıca büyükşehirlerin planlamasında yatay mimarinin teşvik edilmesi ve yeni inşaat alanlarının artırılması, uzun vadede çözüm önerileri arasında sayılıyor.
(Özkan Güngörmez)