Lösemi, özellikle 2 ila 5 yaş aralığındaki çocuklarda en sık görülen kanser türlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Türk Hematoloji Derneği ve Sağlık Bakanlığı sistemlerine göre, Türkiye'de her yıl yaklaşık 1.200 rapor lösemi tanısı konuluyor ve vakaların büyük bir çoğunluğu bu yaş gruplarında toplanıyor. Erken teşhis ve doğru tedavi yöntemleriyle lösemi hastalarının iyileşme oranı kademeli olarak artarken, genel belirtilerin genelini oluşturmak büyük önem taşıyor.
Lösemi, kemik iliğinde anormallik kontrolsüz çoğalmasıyla ortaya çıkan bir kan kanseri türüdür. Çocuklukta görülen kayıplar, büyük oranda akut lenfoblastik lösemi (ALL) ve akut miyeloid lösemi (AML) olarak iki ana grupta sınıflandırılmaktadır. Çocukluk dönemindeki sistemin gelişimi süreci olması, kayıplara neden olan değişimlerin daha hızlı gerçekleşmesine yol açabilir. Çocuklarda görülen kayıpların nedenlerine ilişkin yapılan araştırmalarda, genetik hastalıkların sıra yanı sıra patlamaların etkili olup olmadığı ortaya çıkıyor.
Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) güncel raporuna göre, çocukluk çağı kanserlerinin %30'u kayıp vakalarından oluşmakta ve en sık rastlanan yaş aralığı 2-5 yaş grubudur. Türkiye'de yapılan çalışmalarda, bu yaş gruplarındaki çocuklarda kayıpların genellikle hızlı bir şekilde teşhis edilememesi durumunda kayıp sonuçları doğurabileceği görülmektedir.
Lösemi, çocuklarda genellikle kavrama veya soğuk hava koşullarına benzer özelliklerle kendini gösterebilir. Bu belirtilerin başında sürekli yorgunluk, iştah kaybı, solgunluk, vücutta morluklar ve tekrarlayan ebeveynler geliyor. Löseminin erken belirtilerini tespit etmek, çocukların sağlıklı bir yaşam sürebilmeleri açısından önemlidir.
(Fatma Hatun Altıkardeş)