
Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından yayınlanan son rapora göre, biyolojik çeşitlilikteki kayıpları engellemek için yüzde 30'u hedeflenen koruma alanlarının artırılması büyük önem taşıyor. Bilim insanlarının yaptığı incelemeler, genişletilmiş koruma alanlarının özellikle memeliler, kuşlar ve sürüngenlerin neslinin kurtarılmasında olumlu etkiler sağladığını ortaya koyuyor. Örneğin Güney Amerika’da, jaguarların yaşam alanlarına yönelik yapılan düzenlemeler sonucunda popülasyonlarında gözle görülür bir artış kaydedildi.
Türkiye'de de bu konuda sevindirici adımlar atılıyor. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün yürüttüğü projeler kapsamında, Anadolu Parsı gibi nadir türlerin habitatlarının iyileştirilmesi için genişleme çalışmaları devam ediyor. Uzmanlar, sadece alan genişletmenin yeterli olmadığını vurguluyor; ekolojik dengenin sağlanması adına bu bölgelerin düzenli olarak izlenmesi ve hayvanların yaşamlarını sürdürebilmelerine uygun koşulların oluşturulması gerektiğinin altını çiziyor.
Diğer yandan, koruma çalışmaları sadece doğal yaşam alanlarında değil, şehirleşmenin yoğun olduğu bölgelerde de dikkatle ele alınıyor. Özellikle sulak alanların korunması ve ağaçlandırma faaliyetlerinin artırılması, küresel düzeyde etki yaratabilecek önlemler arasında gösteriliyor. Araştırmalar, her bir hektar ormanın onlarca farklı türün evi olduğunu ve bu nedenle yeşil alanların korunmasının kritik öneme sahip olduğunu yineliyor.
(Ayşe Candan)