
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de yetişkin nüfusun yüzde 32’si artık obezite ile mücadele etmek zorunda. Bu oran küresel ortalamanın üzerinde seyrediyor. Aynı zamanda, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye’yi Avrupa’da obezite prevalansı açısından en yüksek oranlardan birine sahip ülkelerden biri olarak değerlendirmekte.
Diyetisyenler ve endokrinologların işaret ettiği bir diğer önemli nokta da çocukluk çağı obezitesinin yaygınlaşması. Önceden daha çok yetişkinlerde görülen bu sağlık sorunu artık küçük yaşlarda baş gösteriyor. Yapılan çalışmalar çocukların beslenme biçimlerinin fast food ağırlıklı hale gelmesi ve fiziksel aktivitelerden uzaklaşmasının bu durumu tetiklediğini gösteriyor.
Sağlık uzmanları, obezitenin kontrol altına alınamadığı takdirde kalp-damar hastalıkları, diyabet, hipertansiyon ve hatta kanser gibi ciddi sağlık problemlerine zemin hazırlayabileceğini belirtiyor. Son dönemlerde pek çok devlet kuruluşu, STK ve bilinçlendirme kampanyaları bu soruna dikkat çekmek için aktif çalışmalar yürütüyor. Okullarda sağlıklı beslenme bilinci kazandırmak adına ders programlarına katkı sağlayan projeler sunulurken, yerel yönetimler de vatandaşları fiziksel aktivitelere teşvik etmek amacıyla sosyal alanlar oluşturmaya başladı.
Uzmanlara göre bu sorunun çözümü toplumsal farkındalık oluşturmakla başlıyor. Yanlış besin tüketimini azaltmak, düzenli bir egzersiz rutinini yaygınlaştırmak ve psikolojik destek hizmetleri sunarak bireylerin sağlıklı alışkanlıklar geliştirmesine yardımcı olmak anahtar adımlar olarak öne çıkıyor.
(Fatma Hatun Altıkardeş)