
Yakın tarihte yayımlanan kapsamlı bir araştırma, öfkelenmeye yol açan sosyal medya gönderileri, videolar veya haber içeriklerinin bireylerin mantıklı karar alma süreçlerini nasıl sekteye uğrattığını ele aldı. Araştırmaya katılan bireylerin büyük bir kısmı, öfke uyandırıcı içerikleri tükettikten sonra duygusal tepkilerini kontrol etmekte zorlandıklarını belirtti. Dahası, bu kontrol eksikliği sık sık ani ve düşüncesizce alınmış kararlarla sonuçlandı.
Uzmanlar, öfke ve dürtüsellik arasındaki ilişkiyi anlamada beynin biyokimyasal süreçlerinin de önemli bir rol oynadığını ifade ediyor. Öfke sırasında stres hormonu kortizolün seviyesinin yükselmesi ve dopamin sistemindeki düzensizlikler, bireyin uzun vadeli planlama yapma yetisini zayıflatabiliyor. Bu durum, bireylerin daha az düşünüp daha hızlı hareket etmelerine yol açarak dürtüsel davranışı artırıyor.
Psikiyatr ve davranış bilimleri uzmanları, özellikle dijital platformlarda maruz kalınan bilgi akışının hızını ve yoğunluğunu eleştiriyor. Sosyal medyada ya da haber platformlarında sıkça karşılaşılan kışkırtıcı başlıklar ve dramatik içerikler, öfke duygusunu bir anlamda manipüle ederek bireylerin karar mekanizmalarını bilinçsizce etkileyebiliyor. Bu durum, özellikle politik, sosyal veya ekonomik konular üzerinden yayılan kutuplaştırıcı gönderilerde daha çok hissediliyor.
Çözüm önerileri arasında duygu yönetimini sağlayacak kişisel farkındalık becerilerinin geliştirilmesi, bilinçli medya tüketiminin desteklenmesi ve zihinsel sağlık konusunda bireylerin eğitilmesi yer alıyor. Ayrıca, dijital platformların kullanıcı deneyimlerini daha sağlıklı hale getirecek şekilde düzenlenmesi gerektiği üzerinde de duruluyor.
Öfkeyi tetikleyici içerikler sadece bireyin ruh sağlığını olumsuz etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda toplumsal düzeyde dürtüsellik temelli yanlış kararların artmasına sebep olabiliyor. Bu nedenle bireylerin, tükettiği içeriklere daha seçici bir şekilde yaklaşmasının önemi her geçen gün daha fazla hissediliyor. Bilinçli bir yaklaşım, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde daha sağlıklı kararların alınmasına katkıda bulunacaktır.
(Fatma Hatun Altıkardeş)