Son dönemlerde Türkiye genelinde oto sanayi sitelerinde yedek parça temininde ciddi bir azalma yaşanıyor. Araç sahipleri, tamir ve bakım sürecinde büyük zorluklarla karşılaşırken, bu durumun hem ekonomik hem de sektörel etkileri dikkat çekiyor. Konuyla ilgili yapılan araştırmalar, sorunun arz-talep dengesi, ithalat süreçleri ve global tedarik zincirindeki aksamalardan kaynaklandığını gösteriyor.
Oto sanayi çalışanları ve sektör uzmanları, yedek parça bulmanın her geçen gün daha da zor hale geldiğini ifade ediyor. Özellikle ithal yedek parçaların ülkeye giriş süreçlerinde yaşanan gecikmeler, döviz kurundaki dalgalanmalar ve lojistik sorunlar, bu darboğazın başlıca nedenlerinden biri olarak öne çıkıyor. Yerli üretim konusunda ise yeterli kapasitenin oluşturulamaması, sorunların bir diğer önemli boyutunu oluşturuyor.
Türkiye'nin en büyük oto sanayi sitelerinden biri olan İkitelli Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren bir yedek parça satıcısı, son bir yıl içinde ürün stoklarının yüzde 40 oranında azaldığını dile getirdi. Satıcı, "Eskiden müşterilerimize bir parçayı aynı gün temin edip montajını yapabiliyorduk. Şimdi ise bazı parçalar için haftalarca beklemek zorunda kalıyoruz. Bu durum yalnızca müşterilerimizi değil, bizim işlerimizi de olumsuz etkiliyor" ifadelerini kullandı.
Yedek parçalardaki bulunurluk sorununu daha iyi anlamak için yapılan bir saha çalışmasında, son altı ay içinde fiyatların yüzde 25 ile 50 arasında arttığı da tespit edildi. Öte yandan, küresel çip krizi gibi faktörler de otomotiv sektöründe üretim süreçlerini aksatmaya devam ediyor. Bu durum yalnızca yedek parça tedarikini değil, aynı zamanda yeni araç üretimini de sekteye uğratmakta.
Konuya ilişkin hazırlanan bir raporda, mevcut zorluklara karşın çözüm önerileri de paylaşıldı. Raporda, yerel üretimin artırılması, yurtdışı lojistik süreçlerin hızlandırılması ve döviz kuru stabilizasyonunu destekleyecek politikaların yedek parça krizini hafifletebileceği belirtiliyor. Ayrıca sektör temsilcilerinin ortak çalışmalara ve yenilikçi yaklaşımlara yönelmesi gerektiği vurgulanıyor.
(Özkan Güngörmez)