
Son yıllarda yapılan bir çalışmaya göre, paramediklerin yüzde 65'inin meslek hayatlarında en az bir defa fiziksel ya da psikolojik şiddete maruz kaldığı belirlendi. Şiddet; hasta yakınlarından gelen kaba davranışlar, tehditler veya fiziki zarar verme olayları olarak çeşitlilik gösteriyor. Gördükleri bu olumsuz tutumların ise yalnızca iş motivasyonlarını değil, genel yaşam kalitelerini de olumsuz etkilediği vurgulanıyor. Uzmanlar bu durumun uzun vadede tükenmişlik sendromuna yol açabileceğine dikkat çekiyor.
Bir diğer önemli sorun ise yanlış ihbarlar. Paramedikler her çağrıya aynı ciddiyetle yaklaşmak zorunda olsa da bazı asılsız veya önemsiz çağrılar, acil sağlık hizmetlerinin akışında ciddi sorunlara yol açabiliyor. Acil bir vakaya yetişmek için çabalayan ekipler, anlamsız veya aldatıcı ihbarlarla zaman kaybetmek zorunda kalabiliyor. Gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşmada yaşanan bu gecikmeler bazen hayati sonuçlara bile neden olabiliyor.
Araştırma bulgularına göre, bu ağır tempoya rağmen paramediklerin yüzde 75’i mesleklerini halen severek yaptıklarını ifade ediyor. Ancak iş yükünün yönetilebilir bir düzeye indirilmesi, çalışanların ruhsal sağlık ve güvenliklerinin sağlanması için çok yönlü iyileştirme çalışmalarının şart olduğu dile getiriliyor. Paramediklik eğitimi alan öğrenciler arasında yapılan anketlerde bile henüz sahaya çıkmadan bile potansiyel zorluklardan haberdar olduklarını söyleyenlerin yüzde 55’e ulaştığı görülüyor.
Uzmanlar, acil sağlık hizmetleri alanında iyileştirmeler yapılmazsa birçok yetkin sağlık çalışanının meslekten soğuyabileceği konusunda uyarıyor. Alan uzmanları ve sağlık politikalarını belirleyen sorumlular ise şiddet olaylarının en aza indirilmesi için caydırıcı yasal düzenlemelerin yanı sıra toplum bilincinin artırılmasının hayati önem taşıdığını vurguluyor. Ayrıca yanlış ihbarların önlenmesi adına farkındalık kampanyalarının başlatılmasının da en etkili çözüm yollarından biri olabileceği belirtiliyor.
(Fatma Hatun Altıkardeş)