Son yıllarda yapılan araştırmalar, dijital platformların bireylerin kendi kimliklerini algılama biçiminde köklü değişikliklere yol açtığını ortaya koyuyor. Sanal kimlikler, insanların sosyal medyada ve çevrim içi mecralarda sunduğu idealize edilmiş benlik temsilleri ile giderek daha yaygın hale geliyor. Ancak bu durum, kişinin gerçek yaşamla olan bağının zedelenmesine ve sosyal ilişkilerin yüzeyselleşmesine sebep olabiliyor.
Özellikle psikoloji ve sosyoloji alanındaki güncel çalışmalar, dijital kimliklerin kişiler üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkiler yaratabileceğini gösteriyor. Olumlu yönleri, bireylere kendilerini ifade etme özgürlüğü tanıması ve bir topluluğa kolayca dahil olma imkânı sunması olarak öne çıkıyor. Ancak diğer yandan, bireylerin sanal kimlikler üzerinden başkalarıyla kıyaslama eğiliminde olduğu, bu durumun da öz-saygıyı düşürebileceği belirtiliyor.
Araştırmacılar, sürekli olarak idealize edilmiş bir benliği yansıtma çabasının, bireylerin kendi gerçek kimliğinden kopmasına neden olabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Dijital dünyanın sunduğu bu çok yönlü olgular, modern insanın kimlik algısında yeni bir tartışma alanı yaratıyor. Bu nedenle uzmanlar, bireylerin dijital ve gerçek kimlikleri arasındaki dengeyi sağlamasının, ruhsal ve sosyal sağlık açısından kritik önem taşıdığına işaret ediyor.
(Sema Yüksel Güngörmez)