Sanayide su verimliliğinde dönüşüm kaçınılmaz

Küresel ısınma, nüfus artışı ve doğal kaynakların hızla tükenmesi, su kaynakları üzerindeki baskıyı her geçen gün artırıyor. Özellikle sanayi sektöründe kullanılabilir su miktarının azalması, sürdürülebilir kalkınma hedefleri açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor. Uzmanların araştırmalarına göre, önümüzdeki 20 yıl içinde sanayi operasyonlarının devamlılığı, su verimliliği konusunda atılacak adımlara bağlı hale gelecek.

Haber Giriş Tarihi: 07.12.2025 16:21
Haber Güncellenme Tarihi: 07.12.2025 16:21

Türkiye, birçok sektörde olduğu gibi sanayi alanında da büyük su tüketimi gerçekleştiren ülkeler arasında yer alıyor. Sektörel araştırmalara göre, ülkemizde kullanılan toplam suyun yaklaşık yüzde 15’i sanayiye tahsis ediliyor. Ancak bu oran, birçok ülkede sanayideki modernleşme ve su geri dönüşüm yöntemleriyle daha makul seviyelere çekilmiş durumda. Türkiye’deki işletmelerin çoğunda su geri kazanımı ve yeniden kullanım sistemlerine geçiş adımları sınırlı kalıyor. Bunun yanı sıra yapılan bir çalışmada, sanayiye tahsis edilen suyun neredeyse yüzde 30’unun etkin kullanılmadığı ve boşa harcandığı tespit edildi. Bu durum hem doğal kaynak israfına hem de maliyet artışına yol açıyor.

Sanayiciler için su verimliliğini artırmak yalnızca çevresel bir gereklilik değil; aynı zamanda ekonomik bir avantaj fırsatı. Bilimsel verilere göre, su geri dönüşüm sistemlerini başarıyla uygulayan işletmelerde, üretim maliyetlerinin yüzde 20’ye kadar düştüğü gözlemleniyor. Ayrıca bu sistemler karbon ayak izinin azalmasına ve enerji tüketiminin düşmesine de katkı sağlıyor. Küresel olarak büyük markaların karbon nötr, doğaya duyarlı ve su verimli işletme taahhütleri sunması, sektörde rekabetin de ana kıstaslarından biri haline geldi.

Bilim insanları ve mühendisler ise sanayide dönüşüm için teknolojik yeniliklere dikkat çekiyor. Yenilikçi filtrasyon sistemleri, dijital su tüketim izleme araçları ve atık suyun yeniden işlenerek üretimde kullanılması gibi yöntemler bu dönüşümün yapı taşlarını oluşturuyor. Örneğin Avrupa ülkelerinde uygulanan su izleme mekanizmaları sayesinde, işletmelere gerçek zamanlı veriler sağlanarak gereksiz tüketimin önüne geçildiği vurgulanıyor. Türkiye'nin de bu tür teknolojilere yönelmesi gerektiği uzmanlarca sıkça dile getiriliyor.

Sanayide su verimliliğinin artırılması, hem çevreyi koruma hem de ekonomik istikrar adına en önemli yapı taşlarından biri olarak kabul ediliyor. Bu nedenle, devlet teşviklerinden özel sektör projelerine kadar birçok alanda ortak çalışmalara ihtiyaç duyuluyor. Su kaynaklarının etkin yönetilmesi için yalnızca büyük ölçekli firmaların değil, KOBİ'lerin de süreçlerde aktif bir rol üstlenmesi gerekiyor.

(Özkan Güngörmez)