Şehir hayatının hızla gelişmesiyle birlikte, trafik, inşaat çalışmaları, kalabalık meydanlar ve yoğun endüstriyel faaliyetlerin yarattığı gürültü kirliliği, modern dünyanın en büyük sorunlarından biri haline gelmiş durumda. Ancak bu durum yalnızca rahatsız edici bir olgu olarak kalmıyor; aynı zamanda bireylerin duyma yetileri üzerinde ciddi etkiler bırakıyor. Kulak, Burun, Boğaz uzmanları ve işitme sağlığı merkezleri, son yıllarda işitme kaybı şikayetiyle başvuranların sayısında kayda değer bir artış olduğuna dikkat çekiyorlar.
Uzmanlar, özellikle büyük şehirlerde yaşayan kişilerin yoğun şekilde maruz kaldıkları çevresel gürültünün işitme kaybı riskini artırdığını vurguluyor. Gün içinde 85 desibelden yüksek sese uzun süreli maruz kalmak, kulaktaki hassas hücrelere zarar vererek kalıcı işitme kayıplarına neden olabiliyor. Hal böyle olunca, gürültü kirliliğine bağlı olarak işitme cihazına ihtiyaç duyan bireylerin sayısı da her geçen yıl yükseliyor.
Uzmanlar öncelikle bilinçlendirme çalışmalarına ağırlık verilmesi gerektiğini dile getiriyor. Özellikle genç bireylerin kulaklıkla müzik dinleme alışkanlığı konusunda uyarılması gerekiyor. Uzun süre yüksek sesle müzik dinlemek de en az çevresel gürültü kadar tehlikeli bir durum teşkil ediyor.
İşitme cihazı satışları konusunda bilgi aldığımız bir teknoloji mağazası yetkilisi, bu cihazlara olan talepte ciddi bir artış gözlemlediklerini söylüyor. Türkiye genelinde yaşanan bu artış, sadece yaşlı bireyler arasında değil; aynı zamanda genç ve orta yaşlı kişilere de yayılmış durumda. Bu cihazlar, ileri teknolojiye sahip özellikleriyle işitme kaybı yaşayan bireylerin yaşam kalitesini artırırken, gürültü kirliliğinden korunmanın önemine dair toplumsal bir farkındalık yaratılmasını da sağlıyor.
(Dilvin Altıkardeş)