
Günümüzde insanlar, ortalama olarak günlerinin yüzde 70'ini oturarak geçiriyor. Evden çalışma düzenine geçişle birlikte hareketsizlik oranı daha da artmış durumda. Özellikle ergonomik masa ve sandalye kullanımı konusunda eksiklikler, sırt bölgesinde kas ve omurga problemlerine neden oluyor. İngiltere'deki Cambridge Üniversitesi tarafından yapılan geniş kapsamlı bir araştırma, ofis çalışanlarının yüzde 65'inin sırt ağrısı şikayeti yaşadığını ve bu şikayetlerin büyük çoğunluğunun yanlış oturma pozisyonu kaynaklı olduğunu gösteriyor.
Hareketsiz yaşam tarzı önemli bir sebep olsa da sırt ağrısının birçok nedeni bulunuyor. Harvard Tıp Fakültesi'nden uzmanların yaptığı bir çalışmaya göre, genetik faktörler de bu durumun gelişiminde etkili olabiliyor. Örneğin, bağ dokusu hastalıklarına yatkınlığı olan kişilerde bel ve sırt bölgesindeki ağrılar daha sık görülüyor. Ayrıca, spor yaparken yanlış tekniklerin uygulanması, ağır yük kaldırma veya yeterli esneme hareketlerinin yapılmaması gibi hatalar da yaygın tetikleyiciler arasında yer alıyor.
Araştırmalar, sırt problemleri ile başa çıkmada geleneksel tıbbi tedavi yöntemlerinin yanında bazı alternatif tıp uygulamalarının da etkili olabileceğini ortaya koyuyor. Akupunktur, yoga ve fizyoterapi gibi yöntemler, bu tür rahatsızlıkları hafifletmek için öne çıkan popüler yaklaşımlar arasında yer alıyor. ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü tarafından yayımlanan bir raporda, düzenli yoga yapan bireylerin sırt ağrılarını daha az yaşadığı ve yaşam kalitelerinin arttığı belirtiliyor.
Konuyla ilgili görüş bildiren uzmanlar, sırt ağrısını önlemenin günlük hayatın küçük ama etkili düzenlemelerle mümkün olabileceğini söylüyor. Bilinçli oturma pozisyonları benimsemek, düzenli egzersiz yapmak ve ergonomik mobilyaları tercih etmek gibi alışkanlıklar uzun vadede ciddi fayda sağlayabiliyor. Ayrıca, günde en az 10 dakikalık esneme hareketleri yapmanın omurga esnekliğini artırdığı ve kasları kuvvetlendirdiği de vurgulanıyor.
Sırt ağrısı sadece bireyin beden sağlığını değil, aynı zamanda ekonomik yapıyı da derinden etkiliyor. Bu sağlık problemine bağlı olarak iş gücü kaybı yaşanıyor ve tedavi giderleri yıldan yıla büyüyen maliyetler doğuruyor. Dünya çapında yapılan araştırmalar, yalnızca ABD ekonomisinin yıllık yaklaşık 100 milyar dolarlık bir maddi kayıpla karşı karşıya kaldığını gösteriyor.
(Dilvin Altıkardeş)