
Son yapılan araştırmalara göre, toplumun farklı kesimleri arasında ciddi bir kutuplaşma söz konusu. Bir üniversitenin siyaset bilimleri bölümü tarafından yürütülen çalışmada, seçmenlerin yüzde 65'inin mevcut yönetimden memnun olmadığı ifade edildi. Araştırmaya katılanların yüzde 42'si erken seçim talebini desteklerken, yüzde 30'luk bir kesim mevcut hükümetin reform vaatlerini beklemek gerektiğini savundu. Fakat bu reformların hayata geçirileceğine dair güven oranı ise hayli düşük bir seviyede kalıyor.
Siyasi kriz, yalnızca ekonomik sorunlarla sınırlı kalmıyor. Eğitim, sağlık ve adalet gibi alanlarda da ciddi eksikliklerin olduğu belirtiliyor. Özellikle genç nüfus arasında işsizlik oranlarının artışı, hükümete yönelik tepkilerin önemli bir nedeni olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, hükümetin kısa vadeli çözümler yerine daha sürdürülebilir politikalar geliştirmesi gerektiğini vurguluyor. Bunun yanı sıra, muhalefetin de somut çözüm önerileriyle sürece katkı sağlaması gerektiği ifade ediliyor.
Siyasi tıkanıklığın bir diğer önemli bileşeni ise dış politika. Özellikle son dönemde yaşanan küresel diplomatik krizler ve ekonomik yaptırımlar, ülkenin dış ilişkilerdeki konumunu zora sokmuş durumda. Bu durumun hem iç hem dış piyasaları olumsuz etkilediği ve yatırımcı güvenini sarstığı gözlemleniyor.
Uzmanlar, siyasi aktörler arasındaki diyalog eksikliğinin son yıllarda daha belirgin hale geldiğine dikkat çekiyor. Bunun, sorunları çözümsüz hale getirdiğini ve toplumsal gerginliği artırdığını dile getiriyorlar. Çözüm önerileri arasında ise şeffaf bir yönetim anlayışı benimsenmesi, muhalefet ile hükümet arasında daha yapıcı bir diyalog ortamı oluşturulması ve vatandaşlara yönelik güven artırıcı adımlar atılması yer alıyor.
(Ramazan Gültaş)