
Son yıllarda yapılan araştırmalar, sosyal medyada paylaşılan içeriklerin büyük bir kısmının gerçeği yansıtmadığını gösteriyor. İnsanlar genellikle en iyi anlarını, filtrelenmiş ve düzenlenmiş halleriyle paylaşmayı tercih ediyor. Bu durum, özellikle genç kullanıcılar arasında, özsaygı sorunlarına ve gerçek hayatta tatminsizlik hissine yol açabiliyor.
Özellikle 2022 yılında yapılan geniş çaplı bir araştırmada, sosyal medyada daha fazla vakit geçiren kişilerin yaşam memnuniyetinin daha düşük olduğu ortaya kondu. Araştırmayı yürüten psikologlar, sosyal medya kullanıcılarının diğer insanların "mükemmel" görünen yaşamlarıyla kendi hayatlarını kıyaslama tuzağına düştüğünü belirtiyor.
Psikologlar, sosyal medyada geçirilen zamanı yönetmenin ve gerçek hayatla dijital dünyanın dengesini sağlıklı bir şekilde kurmanın önemine dikkat çekiyor. Ayrıca, sosyal medya kullanıcılarının gördükleri içeriklerin tamamının gerçek olmadığını hatırlamalarının psikolojik sağlık açısından önemli olduğunun altını çiziyorlar.
Bu bağlamda, uzmanlar bireylerin sosyal medya kullanımlarını sorgulamalarını ve bu platformların olumsuz etkilerinden korunabilmek için bilinçli bir yaklaşım benimsemelerini öneriyor. Ebeveynlerin de çocuklarının sosyal medya alışkanlıklarını takip etmeleri ve onları gerçek dünyayla bağlantılı kalmaları konusunda teşvik etmeleri gerektiği belirtiliyor.
(Fatma Hatun Altıkardeş)