
Yapılan bir araştırmaya göre, polyester gibi sentetik kumaşların global karbon emisyonlarının yüzde dokuzuna neden olduğu belirtiliyor. Bu durum, doğal kaynakların israfını önlemek ve çevre dostu alternatiflere yönelmek için firmaları yeniden düşünmeye itiyor. Sürdürülebilir kumaşlar, doğal elyaflar, geri dönüştürülmüş materyaller ve yenilikçi üretim teknikleri kullanılarak üretiliyor. Bu kumaşların öne çıkan özelliklerinden biri karbon ayak izini önemli ölçüde azaltmaları. Örneğin, organik pamuk ile üretilmiş kıyafetler, geleneksel yöntemlerle üretilenlere kıyasla su tüketimini yüzde 91’e varan oranlarda azaltabiliyor.
Sürdürülebilirlik yalnızca çevresel kaygılarla sınırlı kalmıyor. Yapılan çalışmalar, üretim süreçlerinde yeşil yöntemlere yönelen tekstil markalarının aynı zamanda marka değerlerini artırarak pazarda rekabet avantajı sağladıklarını ortaya koyuyor. Bu bağlamda, tüketicilerin etik değerlere gösterdiği duyarlılık, tercihlerine de yansıyor. Geri dönüştürülmüş polyesterden üretilen spor kıyafetler ya da bambu iplikten yapılan hafif yazlık giysiler gibi ürünlere yönelik talep hızla artıyor.
Sektördeki bu değişim yalnızca büyük markalarla sınırlı değil. Küçük ve orta ölçekli işletmeler de sürdürülebilirlik trendine katılarak, yerel ve uluslararası pazarlarda kendilerine yer açma fırsatı buluyor. Özetle, sürdürülebilir kumaşlar sadece tüketici tercihlerinde değil, aynı zamanda iş modellerinde de büyük bir değişime öncülük ediyor.
(Sema Yüksel Güngörmez)