
Peki, bu süreç neden bu kadar ciddi bir hal aldı ve gelecekte bizleri neler bekliyor? Tarım sektörünün bel kemiği olan çiftçiler, son yıllarda artan üretim maliyetleriyle karşı karşıya. Mazot, gübre ve enerji fiyatlarındaki rekor yükselişler tarımsal üretimi daha masraflı hale getirirken çiftçiler ürünlerini değerinde satamamanın sıkıntısını yaşıyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) yaptığı son araştırmaya göre, girdi fiyatlarının geçen yıla oranla yüzde 50’den fazla artması, çiftçilerin üretim kapasitesini ciddi şekilde sınırladı.
Üretimdeki düşüş ister istemez tüketiciye yansıyan fiyat artışlarını tetikliyor. Bunun yanı sıra, kuraklık ve çevresel değişiklikler de süreci olumsuz etkileyen diğer faktörler arasında yer alıyor. İklim uzmanları, özellikle Akdeniz Havzası'nda yaşanan su kıtlığının tarımsal üretimde verim kaybına yol açtığını belirtirken, meteorolojik verilere göre Türkiye genelindeki su kaynaklarının son 50 yılın en düşük seviyelerine gerilediği ifade ediliyor. Bu durum, başta tahıl ve sebze gibi temel gıda maddelerinde üretim sıkıntısını artırıyor.
Gıda zincirindeki kırılmalar yalnızca tarım sektörüyle sınırlı kalmıyor. Nakliyeden depolamaya kadar uzanan süreçteki sorunlar, zincirin diğer halkalarında da maliyetlerin katlanmasına sebep oluyor. Taşımacılık sektöründe akaryakıt fiyatlarının artışı nedeniyle lojistik masraflar yükselirken, ürünlerin dağıtım süreci daha pahalı hale geliyor. Ayrıca depo sistemlerinde elektrik maliyetlerindeki artış da işletmeleri zorluyor. Uzmanlara göre, gıda fiyatlarındaki sürekli artışın bir diğer sebebi ise dışa bağımlılık.
Türkiye’nin birçok stratejik üründe ithalata yönelik çözümler üretmesi, global ticaret piyasasındaki dalgalanmalardan doğrudan etkilenmesine yol açıyor. Özellikle dünya çapında pandemi sonrası hız kazanan ekonomik sıkıntılar ve savaşlar, ülkemizi bu bağlamda daha da kırılgan hale getiriyor. Bu zinciri onarmak ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşabilmek için uzmanlar çeşitli önerilerde bulunuyor. Tarımsal üretimin teşvik edilmesi, daha güçlü bir sulama altyapısının inşa edilmesi ve çiftçilerin desteklenmesi gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca yerli üretimi artırıcı politikaların devreye alınması ve küçük üreticilerin korunması gelecekteki olası krizlerin önlenmesini sağlayabilir.
(Ramazan Gültaş)