
Rapor, ülkelerin dijital altyapı, yenilikçilik kapasitesi, araştırma-geliştirme yatırımları ve teknoloji üretimindeki etkinlikleri gibi pek çok kriteri bir araya getiriyor. Türkiye’nin özellikle dijital altyapı yatırımlarında son yıllarda ivme kazandığına dikkat çekilirken, Ar-Ge harcamalarının hala geliştirilmesi gereken bir alan olduğu ifade ediliyor. Özel sektörün teknolojiye olan ilgisinin artması ve girişimcilik ekosistemine yapılan desteklerin genişletilmesi de bu sıralamada olumlu yönde etkili olan faktörler arasında yer aldı.
Ancak, Türkiye'nin 22. sıraya yerleşmesindeki en büyük zorluklardan biri nitelikli iş gücü eksikliği ve teknoloji üretimine olan sınırlı odaktı. Uzmanlar, yerli ve milli teknolojiye yapılan yatırımların artırılması gerektiği konusunda hemfikir. Aynı zamanda bu yatırımların sürdürülebilir olması, eğitim sisteminden başlayarak daha teknik ve bilgi odaklı bir yaklaşım benimsenmesini şart koşuyor.
Türkiye’nin bu başarısını muhafaza edebilmesi için teknoloji politikalarının hem hükümet hem de özel sektör arasında daha uyumlu bir şekilde yürütülmesi gerektiği belirtiliyor. Yerel teknolojilerin uluslararası pazarlarda rekabet edebilir hale gelmesi için ise daha fazla teşvik ve stratejik planlama gerektiği vurgulanıyor. Örneğin, savunma teknolojilerindeki ilerlemeler Türkiye’nin global arenada dikkat çekmesine neden olurken, aynı başarıyı yapay zeka, biyoteknoloji ve yenilenebilir enerji gibi farklı alanlarda da gösterecek adımlara ihtiyacımız olduğu kaydediliyor.
Uzmanlar tarafından yapılan değerlendirmelerde, özellikle genç nesillerin teknolojiyi üretme süreçlerine dahil edilmesi gerektiğinin altı çiziliyor. Türkiye’nin teknoloji yarışındaki konumunu daha üst sıralara taşımak için uzun vadede stratejik reformlar kadar kısa vadede acil adımların da kaçınılmaz olduğu açıkça görülüyor.
(Özkan Güngörmez)