
FMF, genetik bir hastalık olup en sık Akdeniz kökenli bireylerde görülür. Hastalık, MEFV genindeki mutasyonlar nedeniyle oluşur ve periyodik ateş, karın ağrısı, eklem ağrıları gibi belirtilerle karakterizedir. Bununla birlikte, FMF'nin daha az bilinen bir yönü, seröz zarları etkileyerek menenjit gibi komplikasyonlara yol açabilmesidir.
FMF hastalarında, özellikle kontrol altına alınmamış vakalarda, seröz zarların iltihaplanması sonucu aseptik menenjit gelişebilir. Bu tür menenjit vakalarında, bakteriyel ya da viral bir patojen tespit edilmez; iltihaplanma, bağışıklık sisteminin anormal tepkisiyle ilişkilidir. FMF hastalığı olan bireylerde bu durum, hastalığın atakları sırasında ortaya çıkabilir ve genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden düzelir.
Uzmanlar, tekrarlayan menenjit belirtileriyle karşılaşan hastaların sadece enfeksiyon odaklı tedavi değil, aynı zamanda otoinflamatuar hastalıklar açısından da değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. FMF tanısı konulmamış hastalarda tedavi edilmemiş ataklar, ilerleyen dönemlerde amiloidoz gibi ciddi böbrek sorunlarına yol açabilir.
FMF'nin menenjit ile ilişkilendirilmesi için ayrıntılı bir tıbbi değerlendirme şarttır. Bu süreçte:
MEFV gen testi: Genetik testlerle FMF tanısı doğrulanabilir.
Belirtilerin analizi: Tekrarlayan ateş ve ağrı atakları ile menenjit öyküsü incelenir.
Laboratuvar bulguları: Enflamasyon göstergeleri ve beyin-omurilik sıvısı analizi yapılır.
FMF tedavisinde genellikle kolşisin adlı ilaç kullanılır. Bu ilaç, hastalık ataklarını önleyerek komplikasyon riskini azaltır. Tedavi edilmeyen FMF vakalarında ise böbrek yetmezliği gibi ciddi komplikasyonlar gelişebilir.
Eğer tekrarlayan menenjit atakları yaşıyorsanız, bir uzmanla görüşerek altta yatan nedenlerin araştırılması önemlidir. FMF gibi genetik hastalıkların erken teşhisi, hem yaşam kalitesini artırır hem de ciddi komplikasyonları önler.
(Dilvin Altıkardeş)